Acil Eylem Planı fos çıktı Cüneyt Sezer

Geçen yıl bu zamanlarda hükümet acil eylem planı yapmak üzere kolları sıvamış toplumun dertlerine deva olacağını düşündüğü acil kodlu işleri kendi içinde düzenleyerek Sayın Başbakan imzasıyla kamuoyuna sunmuştu. 10 Ocak 2008 tarihli eylem planına kısaca bir bakalım acil kodlu işlere ne olmuş.Sayfaların arasında ekonomi başlığına bir göz atıyoruz. Yirmi yedinci sayfada Eko-11 koduyla Merkez Bankası'nın sorumluluğunda aynen şöyle denmiş: "Enflasyon; kalıcı, hızlı ve adaletli bir kalkınma sürecinin önündeki en önemli engeldir. Bu nedenle, fiyat istikrarını sağlamanın önemli unsurlarından biri olan Merkez Bankasının operasyonel bağımsızlığı çerçevesinde enflasyonla mücadele sürdürülecek ve fiyat istikrarı sağlanarak kalıcı hale getirilecektir. Bu süreçte, maliye politikalarıyla para politikasına destek verilecektir."Enflasyondan başlayalım. Bu raporun yayınlandığı Ocak ayı TÜFE oranı % 8,17 olarak TÜİK tarafından açıklanmıştı. Yukarıdaki acil eylem planına göre bu rakam düşmüş olmalı. 2008 sonuna göre TÜFE % 10,6 olarak açıklandı. Bu rakam yıl içinde % 12'ye kadar çıktı. Tüketimin hızla düşmesi ise çok daha vahim bir tablo olarak duruyor.EKO-13 koduyla ise hükümet şöyle bir vaat veriyor. "Serbest kur rejiminde kurlar piyasa şartlarında belirlenmekte ve böylece ekonominin iç ve dış şoklardan daha az etkilenmesi sağlanmaktadır. Bu nedenle serbest kur rejimi uygulaması devam ettirilecektir."Bu sözün söylendiği gün dolar kuru 1,15 TL iken bugün 1,63.Bir sözü tutmak için önce verdiğiniz sözün temeli olacak. Temeli olmayan bir yerden harekete geçip değil acil eylem planı yarının bile planını yapamazsınız. Ekonomiyi yazmak kolaydır. Yaparım diye yazarak sayfalarca plan yapabilirsiniz ama sonuç ayan beyan ortada. Ne enflasyon tutmuştur, ne kur politikası tutmuştur ne de Merkez Bankası süreçleri kontrol edebilmiştir.Bu krizin, işte sırf bu açıdan bakılınca dahi küresel krizin etkilerinden çok, hükümetin ekonomi politikalarından olduğu açıktır. Hükümet kendi iç ekonomik dengesini kurmaktan uzak, milleti boş vaatlerle kandırmış ve bu gün kapanan binlerce şirketin sorumluluğunu birinci dereceden almıştır. Bir yıl sonrasının hesabını yapamayan bir duruş yarını bile göremez.Bu işi yapabilecek tek bir kişi vardır. O da Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Temeli Milli Ekonomi Modeli'ne dayanan bir yönetim, istediğini yapabilir ve politikalarını oluşturabilir. Harici tüm sistemlerin çöktüğü şu halden çıkmak için çökmüş sistemlerin enkazında acaba ne çıkar diyerek bekleşmenin hiçbir anlamı yoktur. Bu zaman kaybının bedeli hiçbir acil eylem planı ile ödenemez. Milletimizin cebindeki parayı çalan bu anlayışa dur diyerek çıkmaz sokaklardan dönme zamanı gelmiştir. Bu millet açlığı ve fakirliği hak etmemektedir. Yalanla, dolanla, verdiği sözü tutamayanlarla daha fazla yolculuk etmenin hiçbir anlamı yoktur. Yoksa önümüzdeki aylarda göreceğiniz üzere zamlar üst üste gelecek, milletimiz daha da aç bırakılmaya mecbur edilecektir.Biz de sizlere acil koduyla bildiriyoruz ki bu planların hiç biri tutmayacaktır. Tutması için elimizde hiçbir veri yoktur. Ama elimizde dünyanın ona koştuğu bir model vardır: Milli Ekonomi Modeli, bu fakirlikten kurtuluşun tek adresidir.