Siyasi iktidarlar iki nedenden dolayı vergi denetimlerini artırırlar; bunlardan birincisi ve masum olanı vergi gelirlerini artırmak, ikincisi ise vergi denetimlerini siyasi bir baskı aracı olarak kullanmaktır.Halbuki bilmezler ki, vergi denetimlerini artırıp vatandaşı, iş yeri sahiplerini sıkboğaz etmek her iki durum için de siyasilerimize olumsuz sonuçlar doğurur.Vergi Denetim Kurulu (VDK), 2011 yılında 16 bin 267 mükellefe vergi incelemesi yapmış ve bu denetimlerde 6 milyar 540 milyon liralık ceza kesilmesini önermiş.2012 yılında ise denetime uğrayan mükellef sayısı 3 kat artarak 46 bin 845 mükellefe çıkmış ve bunlar için de toplam 8 milyar 776 milyon liralık ceza kesilmesi önerilmiş.Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, "5-6 bin civarında vergi müfettişi alacağız. Böylelikle vergi müfettişi sayısını 12 bine çıkaracağız" açıklamasına bakılırsa bu denetimler çok daha fazla artacak.Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, kayıt dışı ekonomiyle mücadele adı altında, kısıtlı imkanlarla, piyasa darlığına ve aşırı maliyet tokadına maruz kalmış, ağır aksak işleyen üretim ve ticaret sistemine bir de vergi denetimi adı altında balyoz indirmek vergi gelirlerini asla artırmayacaktır.Başlangıçta bir takım cezalarla gelir bir nebze artırılabilir ama bir sonraki adımda bu, iflasları ciddi oranda artıracağı için rutin vergi gelirlerinin de dibe çakılmasına neden olacaktır.Bugün kayıt dışı ekonomi neden vardır? Dünya Bankası'nın verilerine göre, Türkiye 162 ülke arasında kayıt dışılıkta yüzde 31,6'lık oranı ile 95. sıradadır. Esasen bu oran çok da büyütülecek ve de ekonomi politikalarının zirvesine oturtulacak kadar büyük bir oran değildir.Ama siyasi iktidar asıl gelir kalemlerini, madenlerini, kamu kuruluşlarını yabancılara devredince ve en doğal hakkı olan senyoraj gelirini devre dışı bırakınca kendisine sadece vergi kalemi kalmış, alınan borçların faizleri de en önemli gider kalemi haline gelince böyle sıkboğaz vergi sistemine bir nevi zorlanmıştır.Kayıt dışı ekonomi bir açıdan bakıldığında bir vergi kaybı gibi gözükse de, belirli bir oranda kalan kayıt dışı esnafın, tüccarın, sanayicinin biraz da olsa nefes almasını sağlamaktadır ve vatandaş bu sayede ayakta kalabildiği için dolaylı olarak vergi sistemine faydalı olmaktadır.Unutmayalım ki 2001 krizinde IMF'nin hazırladığı bir raporda, Türkiye ekonomisini ayakta tutan unsurlardan birisi de kayıtdışılık olarak ifade edilmişti.Kayıt dışı ekonomiyi tamamen kaldırmak mümkün müdür? Elbette ki mümkündür, fakat AKP hükümetinin uyguladığı ve de uygulayacağını ilan ettiği şekliyle değil.Bugün mükellefleri kayıtdışılığa iten etkenler, maliyetlerin ve bu maliyet içindeki en büyük unsur olan vergilerin yüksek olması, pazarın da daralmasıdır.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli'nde maliyetlerin nasıl düşürüleceği, sosyal devlet projeleriyle pazarın nasıl genişletileceği ifade edilmektedir ve 100 bin liranın altında geliri olandan vergi alınmayarak, üstünde geliri olandan da makul bir vergi alarak vergi gelirlerinin nasıl katlanarak artırılacağı bilimsel verilerle ortaya konulmaktadır. Bu, kayıtdışılığın -toplumun da rahatlıkta hazmedebileceği- sıfır noktasıdır.Ekonomide maksat, vatandaşı sıkboğaz etmek, vatandaşı potansiyel suçlu, hırsız haline getirmek, vatandaşın psikolojisini bozmak, intiharlara sebebiyet vermek değildir, MEM'in ortaya koyduğu gibi vatandaşın önünü açmak, ona hizmet etmek, huzurunu temin etmektir. Vergi sistemi de bu maksada uygun olmalıdır.Siyasi baskı konusuna gelirsek, EPDK'nun "rutin dışı denetim" açıklaması, Reuters'ın 'bazı şirketlerin Erdoğan'ın doğrudan veya dolaylı yaptırımlarına maruz kalabileceği" haberi, Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşlarından Tüpraş'a polis ile birlikte vergi müfettişlerinin şok bir baskın yapması ve de denetimlerin hükümete muhalif olan kuruluşlar üzerinde yoğunlaşması bu tür yorumlara neden olmuştur.Bu tür siyasi baskıya dayalı cezalandırma yöntemleri her zaman geri tepmiştir, sosyal patlamalara neden olmuştur ve de siyasi iktidarların sonunu hazırlamıştır.Bizden uyarması?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025