Gerçek Atatürkçülük hakkında / Murat Sürücü

Atatürk mücadelesi ve fikirleriyle 20. yy.da emperyalizme karşı dünyanın bayraktarlığını yapmış ve kendi çağına yön vermiştir. Atatürk, milletlerin, kendi imkânları ile dünyaya kafa tutabileceğini; "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" ilkesiyle savaşarak değil işbirliği yaparak; başkasına ait olana el uzatmadan, kendine ait olanı da başkasına vermeden; müreffeh devletler seviyesine gelebileceğini söylemiştir. Özgürlük adına ortaya çıkan diğerleri ise, Dünya tarihinin en büyük sömürü düzenlerini kurmuş ve Dünya'ya kan kusturmuştur. O yüzden, bugün dünya da bağımsızlığı için kurtuluş savaşı yapmış her ülke Atatürk'ü tanır. Onun adına yapımlı anıtlar ve ismin verildiği caddeler vardır. Atatürk önünde saygı duruşu yapılacak, bir heykel değil, sevabı da olan, günahı da olan bir insandır. Sadece türbeye gider gibi Anıtkabir'e gidip, "Ata bizi kurtar" diyerek, ne o mezarından çıkıp bizi kurtarabilir, ne de biz Atatürkçü oluruz. Okulda, işyerinde, kahve köşesinde, meyhanede, barda, "adamlara çıkmış biz yaya kalmışız" deyip oturduğumuz yerde ahkâm keserek Atatürkçü olunmaz. Vatansever olunmaz. Onu Nutuktan, kendi eserlerinden anlayıp, fikirlerini, mücadelesini, tecrübelerini, içimize sindirerek ve bu birikimle Atatürk'ün ölmeden önce tamamlayamadığı misyonunu tamamlamayı bir amaç edinip, gerekiyorsa günde 25 saat mücadele ederek; düşünerek, üreterek, her şeyin mükemmelini yapmayı gaye edinerek Atatürkçü olunur. Bunu yapmıyorsak gerçek Atatürkçü değiliz demektir. Yanımızda, Budistler gibi Atatürk heykelleri taşıyıp sürekli kurtar bizi Ata deyip ağlasak bile. O zaman şu sorular niye kimsenin aklına gelmiyor? 1. Atatürk'ü anlamak için okunması gereken ilk kitabın onun yazdığı Nutuk olması gerektiğine göre, niye okullarda ders kitabı olarak okutulmuyor? Atatürk'ü millet kimden öğrenecek başkasından mı? 2. Niye Atatürkçülüğün önde gelenleri onlarca senedir bunu gündeme getirmiyor? 3. Niye 6 oktan sadece birisi ile ülkemizde adeta bir gizli bir savaş yürütülerek, halkın dinci laik diye cephelere ayrılmasına çanak tutulurken, diğer 5 ok kimsenin aklına gelmiyor? 4. Niye bu milletin kendi kanıyla kazandığı topraklar karış, karış, satılırken ve bağımsızlığın tanınması anlamına gelen Lozan Antlaşmasının yaprakları teker, teker, yırtılıp atılırken, AKP'ye sadece ve sadece laik olmadıkları için karşı çıkılıyor ve kapatma davası açılıyor. 5. Niye Atatürk "bir Türk dünyaya bedeldir" diyerek millete güven ve cesaret aşılayıp çalışmaya ve mücadele etmeye teşvik ederken, Atatürkçülüğün önde gelenleri "Türklerden adam olmaz", "atı alan Üsküdar'ı geçmiş", "biz kendi kendimize ileri devletler seviyesine gelemeyiz", hatta biz kendi kendimiz i bile yönetemeyiz " diyor. 6. Bunu yapmakla milletin güvenini inancını yıkıp onları çaresizliğin verdiği bir atalete iterek üzerine ölü toprağı serpmiş olmuyor mu? 7. Bu sözler Osmanlının son döneminde Batı hayranı mandacılar tarafından söylenmiyor muydu? 8. Yoksa Atatürk bugün yaşasaydı oyunları bozulacak birileri mi var? 9. Yoksa o nutuktaki ruhla bu milletin yeniden dirilmesini istemeyen birileri mi var? 10. Sakın bunlar Sevr'den sonra Atatürk yüzünden emellerine ulaşamayacaklarını anlayıp, "Emret Paşam" diyerek onun etrafında kümelenenler olmasın? Bence herkesin aynaya bakması ve kendisini sorgulaması ve günlük çıkarların değil vicdanın gerektirdiği şeyi yapması lazım. Bu bir samimiyet sınavıdır. Ya gerçekten Atatürkçü olup, ülkemizi, birlikte gerekiyorsa günde 25 saat çalışıp, bir dünya devleti yapacağız. Ya da sırtımızı dönüp gideceğiz ve kahve köşesinde yatıp adamlar aya gitmiş biz yaya kalmışız diyerek köle olacağız.