İncirlik Hava Üssü, Bakanlar Kurulu'nun kararıyla 1 yıl daha ABD'nin emrine amade kılındı.4,5 yıllık siyasi hayatında ABD'nin bir dediğini iki etmeyen iktidarımız deliğe süpürülmemenin bedelini ödemeye devam ediyor.İncirlik Üssü ABD için Büyük Ortadoğu Projesi'nin kalbi niteliğinde.Eğer ABD bu üsse sahip olmasaydı, Irak'ın işgali bu kadar kolay olmayacaktı.Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün ifadesiyle, "İncirlik Üssü'nden Irak'a tam 4.300 sorti yapıldı".İncirlik olmasaydı, ABD askerlerinin Irak'ta barınabilmesi, uçakların yakıtlarının konulması, erzak, asker ve cephane nakliyesi mümkün olmayacaktı.Diğer bir ifadeyle, İncirlik Üssü'nü ABD'nin hizmetine sunanlar, Irak'taki işgalden, burada milyonlarca masumun katliamından aynen ABD kadar mesuldürler.Ne gariptir ki, AKP Hükümetinin yetkilileri Irak'ın işgalinde ABD'ye yapılan desteği inkar etmiyorlar, hatta sık sık medya önünde doğruluyorlar.Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün geçtiğimiz Nisan ayında ABD'de yaptığı konuşmayı hatırlayın.Sayın Gül, "Madem ki sözde Ermeni soykırımını kabul edecektiniz, niçin bizler Irak'ta ABD ile omuz omuza savaştık" deyivermişti. Sayın Gül, Irak'ta kiminle savaşmıştı? Yabancı kaynaklar bile en az 650 bin masum insanın katliamından bahsediyor. Peki, ya Irak Sağlık Bakanlığı'nın resmi kayıtlarında ifade edilen 2 milyon 600 bin dul kadına ne demeli? İşgal sürecinde bu kadınların beylerine ne oldu?Sadece 50 bin Iraklı kadının ABD askerlerinin tecavüzü sebebiyle öldüğü gerçeğine ne demeli?ABD'nin Iraklı milyonlarca masuma yaptığı zulüm ortadayken, ortaya çıkıp "biz bu katliama lojistik destek sağladık" demenin ve üstelik bununla övünmenin manası neydi?Neyse, biz yine İncirlik Üssü'ne dönelim.Hatırlarsanız geçtiğimiz ayın 24'ünde, Irak'ta konuşlanan 2 adet ABD F-16'sı hava sahamızı işgal etmişti. Bu sebeple ABD'ye bir nota verilmiş, ardından da ABD büyükelçiliği olayın pilot hatasından kaynaklandığını açıklamıştı.Gerçi F-16 gibi ileri teknolojiye sahip uçakların hata yapması, aynı hatayı iki pilotun birden yapması mümkün değildi, ama yine usulen, "neyse" diyelim.Şimdi asıl konu şu, bu hava ihlalinden 20 gün sonra ABD'ye ödül takdim ediyoruz, İncirlik Üssü'nün kullanımını 1 yıl daha uzatıyoruz.Yani şunu demek istiyoruz: "Ey ABD! Sen askerlerimizin başına çuval da geçirsen, hava sahamızı işgal de etsen, bize en fazla zararı veren PKK terörüne yardım ve yataklık da etsen, Irak'ta dindaşlarımızın, Telafer'de, Kerkük'te soydaşlarımızın üzerine bomba da yağdırsan? biz size her türlü hizmete hazırız."Sizce bu durum ABD ile stratejik müttefik olduğumuzu mu gösterir, yoksa Türkiye'nin gerçekten ABD'nin bir eyaleti olduğunu mu?Tabii, ABD'nin gerçek eyaletlerinden önemli bir farkımız var: ABD kendi eyaletlerine hizmet götürüyor, bizden ise sadece götürüyor."ABD'nin eyaleti" yerine, "ABD'nin sömürgesi" ifadesi daha yerinde olacaktır. Siyasi irademiz açısından bir nevi gönüllü sömürge?Öyle bir gönüllülük ki, ABD'nin BOP kapsamındaki diğer komşu ülkelerden de rahatlıkla götürmesi için bizimkiler ABD'ye eşbaşkanlık dahi yapıyorlar.Sizce kafaya bu kadar tokmak yemesine rağmen hala ABD'ye hizmet aşkıyla yanıp tutuşan siyasi irademizin ayağının altından kırmızı halıların çekilmesi normal değil mi? Bu aciz siyaseti sergileyenler hakkında ABD'de "deliğe süpürülme", "son kullanma süresinin uzatılması" gibi muhabbetlerin konuşulması gayet tabii değil mi? Sizce millet olarak nasıl bir hata yaptık ki, dünyaya madara olmaya devam ediyoruz?Hala "bu siyasi acziyete devam" diyenlerin çıkmasına şaşırmamak elde değil.Bize ne oldu ki, ders alınacak birçok konu olmasına rağmen hala kendimizi toparlayamıyoruz?Son bir soru daha soralım: Irak işgali hemen hemen bitmesine ve de ABD'nin Irak konusunda İncirlik Üssü'ne artık ihtiyacı kalmamasına rağmen, hala İncirlik Üssü'nün kullanım süresini uzatmak istemesinin sebebi sizce nedir? BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in İncirlik Üssü ile ilgili tarihi uyarısını dikkate alarak bu soruyu lütfen cevaplayın.Sayın Baş, Birinci Dünya Savaşı'na bir senaryo gereği karambole girişimize dikkat çekerek, İncirlik Üssü'nden kalkacak olan bir uçağın İran'ı vurması durumunda otomatikman savaşın içine çekilebileceğimizi ikaz etmişti.İranlı yetkililerin, "bizi kimin vurduğu değil, nereden vurulduğumuz önemlidir" açıklamaları da soruyu cevaplamanıza yardımcı olacaktır.Artık çok geç olmadan ABD'nin ve taşeronlarının kirli senaryolarına bir son vermeli, kendi milli senaryolarımızı acilen hayata geçirmeliyiz.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024