Tarımdaki baştankara gidiş, tarımın bir duruşunun olmamasının asıl sebebi ve amaçlanan nedir acaba? Tarımın ulusal-uluslararası tekellere açılması, köylü ve çiftçinin bitirilip ekip biçtiği ile milletinin karnını doyuramayan bir ortamın hazırlanması mıdır hedeflenen? Gelinen noktaya bakar mısınız! Tarımda kendi kendine yeten ve ihracat yaparak para kazanan bir ülkeden domates, salatalık bulup yiyemeyen bir ülke haline geldik. Somali'de de yıkım süreci aynı ülkemizde olduğu şekliyle başlamıştı.
Yıllardan beri bu ülkede tarım adına hiçbir iyileşme göremiyoruz. 20 yıldan beri söyler misiniz tarımın en büyük girdilerinin fiyatları mı düştü. Bilakis gübre, ilaç, elektrik, su ve mazotun fiyatları katlandı gitti. Çiftçinin ürettiği ürün fiyatları ise hep yerinde saydı ve saymaya devam ediyor.
Yıllardan beri söylüyor ve yazıyoruz bu ülkede mazotun fiyatını stabil yapmadıktan sonra ülke çiftçisi tarım yapamaz ve para kazanamaz. Mazotun fiyatını sembolik bir fiyatla, dünya ölçeğinde kullanan çiftçiden daha az bir fiyatla vereceğini kim söyledi ve söylemeye devam ediyor. Dünyanın en zengin kaynaklarına sahip olan bu milleti madenlere yüzde 49 ortak yapacak ve bu milleti zengin kılacak kişi, Milli Ekonomi Modeli sahibi Sayın Prof. Dr. Haydar Baş.
Şu an milletçe yaşadığımız yıkım, Sayın Haydar Baş Bey'e kulak vermeyişimiz ve O'nu iktidara taşıyıp baş tacı yapmayışımızdır. Kendi ellerimizle diktiğimizin mahsulüdür bu yaşanan tablo…
Şu an Belçika'nın yüzölçümü kadar tarım toprağını ekip biçmiyoruz. Meralar ve yaylalar turizm cennetleri reklamlarıyla yol, enerji, turizm, ticaret, konut yapmakta kullanıldı ve pazarlanıyor.
2012 yılında çıkarılan yasa ile 6 milyon kişinin yaşadığı 16 bin köy, bir günde mahalle sayıldı. Çiftçiler, kentleri yönetmek üzere konulmuş kurallara uyarak tarım yapmaya çalışıyor. Bunun adı ekip biçme, tarım yapma, kendini şehrin varoşuna kapakla demektir.
Unutulmamalı ve ihmal edilmemeli ki, kalkınma yerelden ve köyden başlar. Bu vazgeçilmez bir kanun ve kural olmalıdır. İnsanları doğduğu yerde istihdam etmez iseniz bugün olduğu şekliyle domates, biber, patlıcan, soğan ve patates kuyrukları oluşur. Büyük şehirlere yığılmalar olur, nüfus patlamaları ve işsizlik alır başını gider.
Dünya tarımda aile çiftçiliğine yönelirken biz köyleri mahallelere dönüştürerek; köylülüğü, ekip-biçmeyi, yerinde istihdamı terk etmiş olduk.
Bugün yapılması gereken köylüyü şehirden tekrar toprağına çekmek ve üretmesi adına her türlü imkânı önüne koymak olmalıdır. Çünkü kalkınma köyden başlar. Bırakın aile çiftliklerini dönüştürmek; tam aksine geliştirerek, destekleyerek, sosyal yapıyı bir o kadar da sağlamlaştırmalıyız.
Devlet büyük tarım şirketlerinden ziyade küçük aile çiftliklerini korumalı ve kollamalıdır. Köylümüz için üretim bir yaşam biçimidir ve köylü zarar etse de, ettirilse de üretmek zorundadır. Köylünün toprağını satıp gidecek bir yeri yoktur. Köylü biterse esnaf biter, tarım biter, insanlık biter, her şey biter. Köylüyü köyünde tutmak, istihdam etmek ve ürettiği için ödüllendirmeliyiz. Aile işletmeleri ülke için bir güvence ve emniyet sübabıdır.
Kalkınma köyden başlamalı, Anadolu'nun yapısı bozulmamalıdır. Köyü, köylüyü kalkındırmadan huzura erdirmeden ülkede yaşayana hayat hakkı tanıyamazsınız.
Bundan 15-20 yıl öncesine kadar şehirde ne varsa köylerde de bunu bulmak mümkündü. Öyle ki, köylerimizde berberinden terzisine, bakkalından tuhafiyecisine, okulundan sağlık evine kadar her ihtiyacı karşılayabiliyorduk. Peki, köylerimiz niçin boşaldı ya da boşaltıldı? Sadece yaşlı, emekli insanların yaşadığı yer haline geldi. Önce sağlık evleri kapatıldı. Ardından okullar kapatılarak taşımalı eğitime döndürüldü. Bu ve bunun gibi birçok sebepten ötürü kırsalda artık yaşam yok gibi.
Kırsalda yaşam olmadığı için bugün sebze ve meyve kuyruklarındayız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Büreyde b. Husayb el-Eslemi / 18.07.2025
- Hz. Fatıma’nın gerdanlığı / 13.07.2025
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- Hz. Fatıma’nın gerdanlığı / 13.07.2025
- Adil İmam / 25.06.2025
- ‘Ali’nin saçının bir teline değişmem’ / 23.06.2025
- Zilhicce ayındayız / 29.05.2025
- Yüceler yücesidir Fatıma anamız / 19.05.2025
- Na't-ı İmam Hüseyin / 17.05.2025
- Ceylanların sığınağı İmam Rıza / 10.05.2025
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025