Dün, Milli Ekonomi Modeli'ndeki para tanımı ve paranın dört özelliğinden ikisini aktarmıştım. Bugün, paranın üç ve dördüncü özelliklerini inceleyelim; para mübadele aracıdır.
Para bir değişim aracıdır. Piyasada bulunan her türlü mal ve hizmet para ödenerek satın alınır. Bu, paranın mübadele özelliğidir.
Mübadelenin tam olarak yapılabilmesi için piyasada yeterli miktarda paranın tedavülde olması şarttır.
Liberal ekonomilerde değişim aracı olarak dolaşımda olan para maliyetlidir. Maliyetli para, üretimde daralmaya ve pahalılığa neden olur. Satın alma gücünün azalmasına yani talep daralmasına yol açar. Arz-talep dengesi bozulur. Üretilen mal ve hizmetler değerinin üzerinde piyasalara arz edilir. Çeşitli yollarla piyasalardan paranın faizle çekilmesi mübadelenin sağlıklı gerçekleşmesine engel teşkil eder.
Liberal anlayış, "Her arz kendi talebini oluşturur" şeklinde ifade edilen "miktar teorisi" nin bir neticesi olarak, parasal büyüklükler üzerinde oynamamaya çalışarak, belli bir parasal taban hedeflemesi yapıp mümkün olduğunca bu parasal miktarı koruma gayretinde olmuştur.
Paranın, piyasalardan faizle çekilerek belli ellere doğru akışının sağlanması ve paraya olan ihtiyacın emisyonla piyasalara iadesinin miktar teorisiyle engellenmesi, piyasalara para satanların önünü tamamen açmış oldu.
Liberal anlayışın hâkim olduğu ekonomilerde piyasalar, tüketim kabiliyetini kaybeder ve en temel ihtiyaçlar bile mübadele ile gerçekleştirilememiş olur.
Günümüz ekonomilerinde tüketicinin mal ve hizmete olan ihtiyacı her geçen gün artmasına rağmen aynı oranda mübadele kabiliyeti azalma gösterir. Bu süreç ekonomilerde resesyon ve deflasyonun habercisidir.
Artan dünya nüfusunun tüketim yapamaması, üretim miktarının yetersizliğinden değil, insanların o tüketimi yapacak paradan mahrum olmalarından kaynaklanmaktadır.
Üretim problemi olmayan bir dünyada insanlar açlıktan ölüyor, diğer taraftan üretilen mallar depolarda stoklanıyorsa; bunun sebebi mübadeleyi gerçekleştirmek için gerekli olan paranın ve yeterli talebin piyasalarda bulunmamasıdır.
Milli Ekonomi'de mübadele için dolaşımda olan para maliyetsizdir. Paranın spekülatif alanlardaki kârlılığını sıfır limitine yaklaştıran bu anlayış, paranın piyasalara dönmesini, serbestçe dolaşımını ve reel ekonomiye katkısını sağlamaktadır.
Mübadelenin yaygın şekilde yapılmasını sağlayan Milli Ekonomi Modeli, üretilen mal ve hizmetlerin değerinde mübadele yapılabilmesi için arz ve talebin denge noktasına ulaştırılmasını şart koşmaktadır.
Milli Ekonomi'de denge, belirli bir matematik ölçüsü içerisinde arz ve talebin ayrı ayrı belli bir oranda aynı anda emisyonla desteklenmesiyle sağlanır.
Bu yaklaşım ekonominin temel hedefi olan sürekli büyümenin de formülünü içerir. Bu şartların oluştuğu ekonomilerde mübadele, herkes tarafından tam olarak, eksiksiz gerçekleştirilmiş olur.
Paranın
tasarruf özelliği
Liberal ekonomilerde tedavüldeki para maliyetlidir. Üretmeden ve emek sarf etmeden para kazanmak bu anlayışın bir neticesidir.
Bu anlayışa göre paranın tasarruf edilmesindeki amaç faiz yoluyla para kazanmaktır. Onun için kapitalist ekonomilerde para, spekülatif alanlarda değerlendirilir.
Liberal anlayışın değer saklama aracı olarak paraya yüklediği fonksiyon:
1. Paranın üretimden çekilip reel ekonominin dışına çıkmasına,
2. Paranın tekelleşmesine,
3. Dünyada üretilen mal ve hizmetlerin, parayı stok eden küresel güçlerin hâkimiyetine girmesine,
4. Üretim maliyetlerinin artmasına,
5. Talebin daralmasına,
6. işçi ücretlerinin ve verimliliğin düşmesine neden olmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nde, paranın piyasada tedavülü maliyetsizdir.
Onun için değer saklama aracı (tasarruf) olarak para;
1. Mal ve hizmet üretimi,
2. Günlük tüketim ihtiyaçlarının karşılanması,
3. İleriye dönük ihtiyaçların karşılanması için tasarruf edilir. Örnek olarak düğün, hac, doğal afet ve hastalık gibi durumlarda kullanılmak üzere para tasarruf edilir.
Tasarruf aracı olarak paraya yüklenen fonksiyon;
1. Paranın serbest dolaşımına
2. Üretim ve talebin artmasına neden olur.
Bugüne kadar uygulanan yanlış para politikaları bireylerin istenilen düzeyde tüketim kabiliyetini engellediği gibi kaynakların da yeterince kullanılmasını imkansız hale getirmiştir.
Oysa üretimi ve tüketimi aynı anda devreye koyacak doğru para politikaları uygulandığında ekonomiler için nihai hedef olan sürekli büyüme gerçekleştirilmiş olur."
Bu gerçekler ışığında cebimizdeki para, bizim paramız mı yoksa küresel tefecilerin parası mı?
Bizleri, tefecilere kim mahkum etti?
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025