Bir siyasetçinin milletine karşı görevi; projeler hayata geçirip hizmet etmektir, projesi yoksa olandan istifade etmektir, bunu da yapamıyorsa, projesi olan ve hizmet için var olan siyasilere emaneti teslim etmektir.Eğer siyasetçiler bunları yapmıyor, üstelik projesi olanların da önünü keserek, "biz yapamadık onlar da yapamazlar, edemezler" benzeri dedikoduvari söylemlerle ucuz siyasete yöneliyorlarsa durum oldukça vahim demektir.Bu "Ben yapmayacağım, aynı zamanda başkasına da yaptırmayacağım" mantığı ülkeyi batırır, milleti perişan eder.Ki şimdiye kadar da hep böyle olmuştur.Bu sebeple bayrağı bir IMF'ci, AB'ci zihniyet almış, yandaşlarını besledikten sonra bir sonra ki IMF'ci AB'ci zihniyete devretmiştir.Olan da hep millete olmuştur.İşte bu noktada görev millete düşmektedir. Milletimiz artık kendi üzerinde oynanan küresel oyunların farkına varmalı, kim kendisine gerçekten hizmet edecek, kim millete ait olanları yabancılara peşkeş çekecek ayırt edebilmelidir.Milletimiz günübirlik göz boyamaya yönelik siyasi tiyatrolara asla kanmamalıdır.Eğer milletimiz içinde kullandığı oyun değerini üç beş kuruş zannedenler varsa, satılık oylarla iktidara getirdikleriniz sizin bedelinizi peşinen ödemiştir. Siz oylarınızı satmakla, o siyasilere, ülkenin değerlerini, size ait olanları yabancılara satma yetkisini de vermiş oluyorsunuz. Bu durumda o satılık oylarla iktidar koltuğuna oturanlar elbette ki size hizmet etmeyecektir, elbette ki siz onlara dertlerinizi anlatmak istediğinizde onlar sizi azarlayacak, hatta yanlarından kovacak belki de dövdüreceklerdir.Oylarını peşinen satan sizler, işte o zaman şikayet etmeye, ah vah etmeye hakkınız hiç yok, çünkü siz bunu kabul ederek o kişilere yetki verdiniz.Atalarımız "akılsız kafanın cezasını ayaklar çeker" derler. Ama oy konusunda akılsız olan kafanın cezasını sadece ayaklar çekmiyor. Topyekun millet çekiyor, kurunun yanında yaş da yanıyor.Bakın, yanlış politikalar sebebiyle ülkemiz ne noktaya geldi. İşçisi, çiftçisi, emeklisi, memuru, esnafı, iş adamı herkes kan ağlıyor. Boşanmalar, intiharlar, cinayetler? her türlü suçlarda ciddi artış var. Ve ana sebep geçim darlığı.Yer altı da yer üstü de cennet gibi olan, her tarafı verimli olan bu ülkede eğer insanların çoğu maddi sıkıntı içindeyse, bu sebeple bunalıma giriyorsa, bunun asıl sorumlusu işin başında oturan siyasilerimizin iş bilmezliği değil midir?Daha doğrusu bu karanlık tablonun oluşmasında millet olarak bizim hiç mi suçumuz yok?Satılık oylarla iş başına gelen siyasi iradeden başka ne beklenir?Onlar yapmazlar da yaptırmazlar da?Artık ayıkmalıyız. Ülkemizde ne cevherler var da bizler oy satmanın telaşı içinde o değerleri görmüyoruz, duymuyoruz.Bu böyle devam ettiği müddetçe millet olarak bizler asla doğru dürüst bir hizmet beklemeyelim.Kendi düşen ağlamaz derler, ama hem kendimizi düşürüyoruz, hem de ağlıyoruz, sonra bizi ağlatanları yeniden iş başına getiriyoruz.Dünyanın 45 ülkesinin çözüm olarak sarıldığı ve projelerini uygulamaya aldığı Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş içimizde, yanımızda?Hatta köy köy belde belde dolaşarak ayağımıza geliyor, bizi uyandırmaya çalışıyor.Dünya uyanıyor, ama biz hala kış uykusundan uyanmayı başaramıyoruz.Dünya kıymetini biliyor, biz ise hala derin derin uyuyoruz.İnşallah 29 Mart seçimleri uyanışın günü olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşların mağduriyeti, rantiyenin kazancı oluyor / 05.11.2025
- ABD Büyükelçisi'nden 'Türkiye-İsrail işbirliği' vurgusu / 04.11.2025
- İmralı ile müzakere süreci: Hayallere karşılık, gerçek tavizler / 01.11.2025
- Et tüketiminde Zimbabve'nin bile gerisindeyiz! / 31.10.2025
- Gebze'de yıkılan binanın bize anlattıkları / 30.10.2025
- PKK, Türkiye’de ‘demokratik entegrasyon’ hedefinde / 29.10.2025
- Birinci vazifemiz, Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etmektir / 28.10.2025
- Bahçeli’nin Kıbrıs duruşu: 2000 ve 2025 / 25.10.2025
- ABD-İsrail ikilisinin şekillendirdiği Suriye, Türkiye'nin menfaatine değil / 23.10.2025
- Enflasyonda itibarımız yerlerde / 22.10.2025
- ABD Büyükelçisi'nden 'Türkiye-İsrail işbirliği' vurgusu / 04.11.2025
- İmralı ile müzakere süreci: Hayallere karşılık, gerçek tavizler / 01.11.2025
- Et tüketiminde Zimbabve'nin bile gerisindeyiz! / 31.10.2025
- Gebze'de yıkılan binanın bize anlattıkları / 30.10.2025
- PKK, Türkiye’de ‘demokratik entegrasyon’ hedefinde / 29.10.2025
- Birinci vazifemiz, Cumhuriyetimizi ilelebet muhafaza etmektir / 28.10.2025
- Bahçeli’nin Kıbrıs duruşu: 2000 ve 2025 / 25.10.2025
- ABD-İsrail ikilisinin şekillendirdiği Suriye, Türkiye'nin menfaatine değil / 23.10.2025
- Enflasyonda itibarımız yerlerde / 22.10.2025


















































































