Milli Mücadele sonrasında kazanılan zaferin ardından Atatürk tarafından kurulan bir partidir CHP. Aslında “Halk fırkası” adıyla kurulan parti 1924’te başına “Cumhuriyet” sözcüğünü eklemiş, 1935’teki kurultayda da “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.
Bir zamanlar CHP denince ilk akla gelen haliyle Atatürk ve 6 ok idi. Neydi altı ok? Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Devrimcilik.
Özellikle Atatürk’ten sonra CHP hep tartışılan bir parti olmuştur. Öyle ki CHP’nin içinden çıkan isimlerin kurduğu Demokrat Parti ezici bir üstünlükle peş peşe iki dönem iktidar olmuş ve darbe ile iktidardan olmuştu. Ama CHP yine vardı ve darbe tartışmalarının tam ortasındaydı.
Atatürk’ün CHP’si altı okun gereklerini zamanın şartlarına göre yerine getirmeye gayret etmişti. Hatta Eskişehir’de uçak fabrikası kurulmuştu. Ziraat Bankası, Eti Bank’ı, Sümer Bank’ı vs. hep yerli sermaye ile halkın hizmeti için kurulmuştu. ‘Köylü milletin efendisidir’ anlayışı ile tarıma destek olunmaya çalışılmıştı. Dini konularda çok olumlu işler yapıldığı gibi hala istismar edilen ve birilerinin siyasi emellerine alet ettiği uygulamalara gidildiği de olmuştur. (Elmalılı Tefsirinin yazdırılması ve İskilipli Atıf Hoca olayı gibi)
Köprünün altından çok sular aktı. Kimler geldi kimler geçti. Ama Türk siyasetinde iki öge hep gündemde kaldı, hep kullanıldı, hep istismar edildi. Bunlardan biri milletimizin inancı diğeri ise CHP idi. Şu an ülkemizin geldiği noktanın kısa tarifi bu iki ögede gizli.
Yine bugünlerde malum iktidar tarafından ayet mi, diye hafife alınmaya çalışılan gençliğe hitabeden örnekle ülkemizi tarif edersek;
“Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir… İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhili ve harici bedhahların olacaktır… İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bir fiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir… Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Atatürk’ün kurduğu CHP gençliğe böyle hitap edip, gelecek tehlikeleri ta o zamandan haberdar ederken bugünkü CHP hala kendi derdinde, kimlik arayışında, milletten ve devletten uzak bir anlayışta.
Hep merak etmişimdir? Atatürk komünist miydi? Okudum ki, hayır. Sosyalist miydi? Hayır. Kapitalist miydi? Hayır. Ateist miydi? Hayır. Mandacı mıydı? Hayır. AB ve ABD hayranı mıydı? Hayır. Kısacası Atatürk günahlarıyla sevaplarıyla bu vatanın evladı idi, O Anadolu çocuğu idi.
CHP’ye dönersek; CHP komünist bir parti midir? Sosyalist bir parti midir? Din düşmanı bir parti midir? Kapitalist bir parti midir? Mandacı bir parti midir?.. Emin olun hiçbir CHP’li bu soruların hiç birine “evet” demez. Halkçılıktan, devletçilikten, cumhuriyetçilikten vs. bahseder.
Kardeşim 10 yıldır devletin bütün kurumları satıldı. Neredeydiniz? Halk bankalara borçlandırıldı, sosyal hakları elinden alındı, taşeron firmalara esir edildi. Neredeydiniz? En basitinden şu asgari ücret konusunda bile çıkıp en az 1000 TL olmalıdır, deme cesaretini bile gösteremediniz. Hem solcuyuz dediniz hem de AB ile ABD ile kanka oldunuz. İçinizden görünüşte Milli Görüş ve AKP zihniyetine ama asılda milletin milli ve özellikle manevi değerlerine bu kadar saldıran kişileri neden barındırdınız, baş tacı yaptınız. Milletin yer altı zenginlikleri satılırken millete niye gitmediniz? Üç dönemdir ülkeyi bu hale getiren, siyasi geçmişini AB ve ABD karşıtlığı üzerine kurmuş bir anlayışı ve bu anlayışın lideri Erdoğan’ı milletin önüne belgelerle niye koymadınız? Hülasa sorgulanacak çok konu var. Ama CHP vekili İsa Gök’ün şu benzetmesi ülkemiz üzerinde oynanan oyunların nasıl dizayn edildiğini ifade etmeye yeter sanırım. Ne diyor İsa Gök? “…Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlığa çıkarken yanındaki tek milletvekili bendim. Yaklaşık bir yıldır niye ayrıyız? Çünkü parti, Ak Partilileştirildi, parti sağa kaydı. Kılıçdaroğlu’na demokrat olmadığı için, solcu olmadığı için, sosyal demokrat görmediğim için karşıyım…”
CHP’nin bu siyaset anlayışından en çok mutlu olan kim? Tabi ki iktidar ve Sayın Erdoğan. Ne diyordu Erdoğan? “…Bu muhalefet tarzı, bizim hükümet olarak da, siyasi parti olarak da hayrımızadır. Böyle muhalefete can kurban…”
Kemal Kılıçtaroğlu ise hala lafla peynir gemisi yürütme derdinde; “…Geldiğimiz nokta içler acısı. Toplumda derin bir korku var. Bu korkuya kapılıp giden yurttaşlarımız var. CHP olduğu sürece hiç kimse korkmasın. Onların güvencesi CHP’dir.”
Neyse biraz rahatlamak için CHP’nin altı okunun ve AKP’nin ampuldeki yedi ışığının duvardaki yansımalarına bir bakalım;
CHP; 1-Muhalefetçilik 2-Krizcilik 3-Halksızcılık 4-AB’cilik 5-Yanar dönercilik 6-Darbecilik
AKP; 1-Takiyyecilik 2-Sivri dillilik 3-Kasımpaşalılık 4-Kadrolaşmacılık 5-Anketçilik 6-En iyi ben bilirimcilik 7-AB’cilik
Bir zamanlar CHP denince ilk akla gelen haliyle Atatürk ve 6 ok idi. Neydi altı ok? Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Devrimcilik.
Özellikle Atatürk’ten sonra CHP hep tartışılan bir parti olmuştur. Öyle ki CHP’nin içinden çıkan isimlerin kurduğu Demokrat Parti ezici bir üstünlükle peş peşe iki dönem iktidar olmuş ve darbe ile iktidardan olmuştu. Ama CHP yine vardı ve darbe tartışmalarının tam ortasındaydı.
Atatürk’ün CHP’si altı okun gereklerini zamanın şartlarına göre yerine getirmeye gayret etmişti. Hatta Eskişehir’de uçak fabrikası kurulmuştu. Ziraat Bankası, Eti Bank’ı, Sümer Bank’ı vs. hep yerli sermaye ile halkın hizmeti için kurulmuştu. ‘Köylü milletin efendisidir’ anlayışı ile tarıma destek olunmaya çalışılmıştı. Dini konularda çok olumlu işler yapıldığı gibi hala istismar edilen ve birilerinin siyasi emellerine alet ettiği uygulamalara gidildiği de olmuştur. (Elmalılı Tefsirinin yazdırılması ve İskilipli Atıf Hoca olayı gibi)
Köprünün altından çok sular aktı. Kimler geldi kimler geçti. Ama Türk siyasetinde iki öge hep gündemde kaldı, hep kullanıldı, hep istismar edildi. Bunlardan biri milletimizin inancı diğeri ise CHP idi. Şu an ülkemizin geldiği noktanın kısa tarifi bu iki ögede gizli.
Yine bugünlerde malum iktidar tarafından ayet mi, diye hafife alınmaya çalışılan gençliğe hitabeden örnekle ülkemizi tarif edersek;
“Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir… İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhili ve harici bedhahların olacaktır… İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bir fiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir… Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Atatürk’ün kurduğu CHP gençliğe böyle hitap edip, gelecek tehlikeleri ta o zamandan haberdar ederken bugünkü CHP hala kendi derdinde, kimlik arayışında, milletten ve devletten uzak bir anlayışta.
Hep merak etmişimdir? Atatürk komünist miydi? Okudum ki, hayır. Sosyalist miydi? Hayır. Kapitalist miydi? Hayır. Ateist miydi? Hayır. Mandacı mıydı? Hayır. AB ve ABD hayranı mıydı? Hayır. Kısacası Atatürk günahlarıyla sevaplarıyla bu vatanın evladı idi, O Anadolu çocuğu idi.
CHP’ye dönersek; CHP komünist bir parti midir? Sosyalist bir parti midir? Din düşmanı bir parti midir? Kapitalist bir parti midir? Mandacı bir parti midir?.. Emin olun hiçbir CHP’li bu soruların hiç birine “evet” demez. Halkçılıktan, devletçilikten, cumhuriyetçilikten vs. bahseder.
Kardeşim 10 yıldır devletin bütün kurumları satıldı. Neredeydiniz? Halk bankalara borçlandırıldı, sosyal hakları elinden alındı, taşeron firmalara esir edildi. Neredeydiniz? En basitinden şu asgari ücret konusunda bile çıkıp en az 1000 TL olmalıdır, deme cesaretini bile gösteremediniz. Hem solcuyuz dediniz hem de AB ile ABD ile kanka oldunuz. İçinizden görünüşte Milli Görüş ve AKP zihniyetine ama asılda milletin milli ve özellikle manevi değerlerine bu kadar saldıran kişileri neden barındırdınız, baş tacı yaptınız. Milletin yer altı zenginlikleri satılırken millete niye gitmediniz? Üç dönemdir ülkeyi bu hale getiren, siyasi geçmişini AB ve ABD karşıtlığı üzerine kurmuş bir anlayışı ve bu anlayışın lideri Erdoğan’ı milletin önüne belgelerle niye koymadınız? Hülasa sorgulanacak çok konu var. Ama CHP vekili İsa Gök’ün şu benzetmesi ülkemiz üzerinde oynanan oyunların nasıl dizayn edildiğini ifade etmeye yeter sanırım. Ne diyor İsa Gök? “…Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlığa çıkarken yanındaki tek milletvekili bendim. Yaklaşık bir yıldır niye ayrıyız? Çünkü parti, Ak Partilileştirildi, parti sağa kaydı. Kılıçdaroğlu’na demokrat olmadığı için, solcu olmadığı için, sosyal demokrat görmediğim için karşıyım…”
CHP’nin bu siyaset anlayışından en çok mutlu olan kim? Tabi ki iktidar ve Sayın Erdoğan. Ne diyordu Erdoğan? “…Bu muhalefet tarzı, bizim hükümet olarak da, siyasi parti olarak da hayrımızadır. Böyle muhalefete can kurban…”
Kemal Kılıçtaroğlu ise hala lafla peynir gemisi yürütme derdinde; “…Geldiğimiz nokta içler acısı. Toplumda derin bir korku var. Bu korkuya kapılıp giden yurttaşlarımız var. CHP olduğu sürece hiç kimse korkmasın. Onların güvencesi CHP’dir.”
Neyse biraz rahatlamak için CHP’nin altı okunun ve AKP’nin ampuldeki yedi ışığının duvardaki yansımalarına bir bakalım;
CHP; 1-Muhalefetçilik 2-Krizcilik 3-Halksızcılık 4-AB’cilik 5-Yanar dönercilik 6-Darbecilik
AKP; 1-Takiyyecilik 2-Sivri dillilik 3-Kasımpaşalılık 4-Kadrolaşmacılık 5-Anketçilik 6-En iyi ben bilirimcilik 7-AB’cilik
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Gerçekler ve yalanlar / 12.06.2025
- MHP’de gömlek değiştirdi / 11.06.2025
- Mafya dönemi bitti organize suçlar dönemi başladı / 09.06.2025
- Devlet bağımsız ise yargı da bağımsızdır / 08.06.2025
- Baba devlet / 07.06.2025
- Adalet varsa zulüm, zulüm varsa adalet yoktur / 06.06.2025
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- MHP’de gömlek değiştirdi / 11.06.2025
- Mafya dönemi bitti organize suçlar dönemi başladı / 09.06.2025
- Devlet bağımsız ise yargı da bağımsızdır / 08.06.2025
- Baba devlet / 07.06.2025
- Adalet varsa zulüm, zulüm varsa adalet yoktur / 06.06.2025
- Asıl kurban: Nefsin kurbanıdır / 05.06.2025
- İktidarın faizsiz ekonomi özlemi! / 04.06.2025
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025