10 Kasım'da hem hüznü hem de sevinci aynı anda yaşadık.
Bize bir vatan ve bağımsızlık hediye eden Liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 82'inci yıldönümüydü, hüzünlüydük.
Dost ve kardeş Azerbaycan Ermenistan'a karşı büyük bir zafer kazandı, tarifi olmayan bir sevinç yaşadık.
Hayatının tamamını Haçlı Batı ile mücadele içinde geçiren, Türk milletine zafer üstüne zafer yaşatan ulu önder Atatürk'e, hem de 10 Kasım'da verilecek en güzel hediye, ancak bu şekilde, "Türk'ün zaferi" olabilirdi, Azerbaycanlı Türk kardeşlerimiz bunu başardı.
27 Eylül tarihinden bu yana canla başla verilen örnek ve büyük bir mücadele ve de sonuçta düşmana diz çöktüren büyük bir zafer.
Cenab-ı Hak Türk milletini her daim böyle zaferlerle taçlandırsın.
Dağlık Karabağ zaten Azerbaycan toprağıydı, Ermenistan bu topraklarda işgalciydi ve yıllar sonra Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını bileğinin hakkıyla yeniden ele geçirdi.
Şimdi işin detayları masada şekilleniyor, şekillenecek.
Dağlık Karabağ süreci ta başından bugüne açıkça gösterdi ki, işler sadece masada çözülemiyor. Birlik ve beraberlik çok önemli. Ekonomik bağımsızlık çok önemli. Askeri güç çok önemli.
8 Kasım'da Şuşa'nın düşman işgalinden kurtarılmasından hemen sonra "Ulusa Sesleniş" konuşması yapan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev zafere giden yolu bakın nasıl özetliyor:
"8 Kasım 2020 Azerbaycan tarihinde sonsuza kadar kalacaktır. Bu bizim şanlı zaferimizin günü. Bu zaferi müzakere masasının arkasında değil, savaş alanında kazandık. Tüm açıklamalara rağmen bu çatışmanın askeri çözümlerinin var olduğunu defalarca söyledim."
"Yaklaşık 30 yıllık anlamsız müzakereler bizi herhangi bir sonuca götürmedi. Eski tarihi topraklarımız neredeyse 30 yıldır işgal altında kaldı."
"Müzakere sürecinde Ermeni tarafı sadece statükoyu güçlendirmek, sürdürmek için zaman kazanmak istiyordu."
"Yıllar içinde çeşitli güç merkezlerinden Azerbaycan'a verilen mesajlarla bizi tekrar tekrar durumla barışmaya davet ediyordu. Ancak kararlılık, cesaret ve siyasi irade göstererek Azerbaycan halkının çıkarlarını karşılamayan bir anlaşmaya varamadık."
"Bu zaferi savaş meydanında kazandık, bu zaferi şehitler vererek kazandık. Tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin."
"Şuşa 28 buçuk yıldır işgal altında kaldı. Şuşa Azerbaycan tarihinde özel bir yere sahiptir. Bu bizim eski, tarihi kentimiz. Yüzyıllar boyunca Şuşa'da Azerbaycanlılar yaşadılar, inşa ettiler ve kurdular. Şuşa sadece Azerbaycan'ın değil tüm Kafkasya'nın incisi."
"Ancak nefret edilen düşman Şuşa'yı işgal ederek kültürel mirasımıza büyük bir darbe indirdi, tarihi eserlerimizi yıktı, camilerimizi yıktı ve bize hakaret etti."
"Şimdi Şuşa'ya döndük. Tüm tarihi eserlerimizi, tüm camilerimizi restore edeceğiz ve 28 yıl sonra Şuşa'da ezan tekrar duyulacak."
"Tüm baskılara rağmen bilerek, yorulmadan güç topluyoruz ve güç topladık. Ekonomik güç. Ekonomik gücümüz olmasaydı, bu zafere ulaşmak mümkün olmazdı."
"Her şeyden önce ekonomik bağımsızlık garanti edilmeliydi ve garanti altına alındı. Bugün Azerbaycan ekonomik olarak hiç kimseye, hiçbir ülkeye, hiçbir uluslararası finans kuruluşuna bağımlı değil. Bağımsızlık ve bu, ülkemizi geliştirmemizi ve aynı zamanda ordumuzu güçlendirmemizi sağladı."
"Ekonomik fırsatlarımız olmasaydı, bunları nasıl elde edebilirdik?"
"İç dayanışma birliğimiz, milli birliğimiz, ortak davamız bize ek güç verdi, bazı nefret edilen yabancı çevrelerin Azerbaycan'da çirkin planlarını uygulamasına izin vermedi. Ancak böyle planlar vardı, böyle girişimler oldu. Bu girişimleri siyasi irade ve birlik göstererek püskürttük, halk olarak gururumuzu millet olarak savunduk, bağımsız seçimimizi savunduk ve hiç kimsenin işimize müdahale edemeyeceğini ve olmayacağını kanıtladık."
"Bu birlik olmasaydı, ulusal dayanışma olmasaydı, topraklarımızı işgalcilerden asla kurtaramazdık."
Prof. Dr. Haydar Baş yıllardır ne diyordu? Birlik beraberlik, milli ve manevi değerlerimizi korumak, ekonomik bağımsızlık, ne AB ne ABD tek çözüm bağımsız Türkiye, milli ekonomi, güçlü devlet, güçlü asker, güçlü millet.
Bugün Azerbaycan, tarihi bir destan ortaya koyduysa, işte Sayın Aliyev'in de konuşmasında ifade ettiği gibi, Prof. Dr. Baş'ın yıllardır bizlere ifade ettiği bu gerçekler sebebiyledir.
Şuşa ve Dağlık Karabağ zaferi açıkça gösteriyor ki, bizler Türkiye olarak Kıbrıs'taki, Ege ve Doğu Akdeniz'deki ve diğer haklarımızı masabaşında temin edemeyiz.
Üstelik masaya oturacağımız iradelere ekonomik, siyasi, askeri her yönden bağımlıyken hiçbir başarı elde edemeyiz.
1920'lerde Atatürk'ün Türkiye'si tüm dünyaya örnek olmuştu, bugün de Azerbaycan'ın bu tarihi zaferi örnek oluyor.
Darısı bugünkü Türkiye'nin başına. Bağımsız bir Lider, milli bir ekonomiyle.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024