logo
18 EKİM 2025


Büyük felaketlere hazırlıklı mıyız?

15.12.2018 00:00:00
İklim şartlarındaki keskinliklerin farkındasınız. Yağmur bir anda ve şiddetli yağıyor, sel felaketleri yaşanıyor. Çok nadir gördüğümüz dolu, artık daha sık, daha iri tanelerle ciddi hasarlar verecek şekilde yağıyor. Kar yağışlarında azalma var. Rüzgar daha şiddetli esiyor, hiç görmediğimiz hortumlar artık ülkemizin birçok yerinde hasar verecek şekilde yaşanıyor.
Okyanuslara kıyısı olmayan ülkemizde bile bir anda felaketlere, hatta can kayıplarına neden olan iklim değişikliği, okyanus ülkelerini kıyaslanamayacak derecede vuruyor. Örneğin ABD'de eskiden yılda bir kez görülen büyük kasırgalar, son yıllarda sıkça görülmeye başlandı.
Ülkemizde de, dünya genelinde de, yağmur sel oluyor, rüzgar fırtına olarak esiyor, güneş kavuruyor, sıcaklar yangına dönüşüyor. İklim şartlarının sertleşmesinin temel nedeni küresel ısınma ve bu ısınma neticesinde buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi… 
Yaşanan bu gelişmelerle ilgili özellikle 2000'li yılların başından bu yana çok ciddi araştırmalar yapılıyor.
Washington Üniversitesi'nde Profesör Adrian Raftery liderliğinde yürütülen araştırma, yüzyılın sonunda Dünya'nın ısısının 2 ila 4,9 derece artma ihtimalini yüzde 95 olarak gösterirken, 1,5 derece veya daha az ısınma olasılığını yüzde 1 olarak verdi. Raftery, ortalama sıcaklık artışının 3,2 derece olacağı öngörüsünde bulundu.
Max Planck Meteoroloji Enstitüsü'nden Thorsten Mauritsen'in yürüttüğü, geçmiş yıllardaki sera gazı emisyonlarının ve fosil yakıt kullanımının incelendiği diğer araştırmada, insanların hemen şimdi fosil yakıt kullanmayı kesmesi halinde bile Dünya'nın 2100 yılına kadar yaklaşık 2 derece ısınacağına dikkat çekildi. Mauritsen, sera gazı emisyonların 15 yıl daha sürmesi durumunda sıcaklık artışının 3 dereceyi bulabileceği tahmininde bulundu.
Sera gazının salınımını azaltmak için ülkeler arasında Paris Antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşmanın temel hedefi, küresel ortalama sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar 1,5 ila 2 derece arasında sınırlandırılmasıydı. Fakat küresel ısınmanın en büyük müsebbiplerinden olan ABD bu antlaşmadan çekildi.
Colorado Üniversitesi iklim uzmanları, okyanus su seviyesinin yükselişiyle ilgili bir çalışma yaptılar ve bu, Proceedings of the National Academy of Sciences'da yayınlandı.
Bu araştırmaya göre, bilim adamları hava gözlem verilerine dayanarak üretilen dinamik modeller sayesinde, deniz seviyesinin yılda 2,9 milimetre yükseldiğini, yıllık ortalama yükseliş hızını da 0,084 olarak tespit ettiler. Bunun anlamı, yüzyılın sonuna gelindiğinde okyanus seviyesinin 2005 yılına oranla 65 santimetre yükselmesiydi.
Normal şartlar altında gerçekleşen bu yükselme, Florida'nın güneyi, Bangladeş, Şanghay, Washington'un bir kısmı gibi bölgelerin sular altında kalmasına neden oluyor.
Fakat felaket sadece bununla sınırlı değil elbette… ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), daha önce sağlam ve küresel hava değişimlerine karşı dayanıklı olduğu düşünülen Doğu Antarktika'daki buzulların hızlı bir şekilde erimeye başladığını tespit etti. Doğu Antarktika'daki buzulların sonuna kadar erimeleri durumundaysa okyanus seviyesinde artış yaşanması neticesinde felakete eşdeğer sonuçlara yol açabileceği vurgulandı.
Özellikle de o bölgenin en büyük boyutlara sahip Totten buzulunun eriyerek küçüldüğü belirtilen açıklamada, Doğu Antarktik buz tabakasının serbest kalmasına sebep olabilecek bu devasa buzulun tamamen erimesi halinde dünyadaki su seviyesinin 3 metreden fazla artacağı vurgulandı. Araştırmada, ayrıca daha küçük boyutlardaki Underwood, Bond, Adams ve Vanderford buzullarının 2008 yılına göre neredeyse 3 metre küçüldüğü ve her yıl 25'er santimetre küçülmeye devam ettiği de ifade edildi.
Bu bilimsel gerçekleri doğru olarak okumak, ne anlama geldiğini öngörmek ve buna karşı önlemler ortaya koymak çok önemlidir.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 2000'li yılların başından bu yana küresel ısınmanın, buzulların erimesinin, okyanus seviyesinin artmasının hem dünya hem de ülkemiz için ne anlama geldiğini açıkça ortaya koymaktadır. 
Sayın Baş'ın ifadesiyle, yaşanan kötü iklim şartları ABD'nin yer aldığı Kuzey Amerika kıtasını yaşamaz bir hale dönüştürecektir. ABD kendisine vatan aramaktadır ve vatan olarak ülkemizin de bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını seçmiştir.
Yani 22 İslam ülkesinin rejimlerini ve sınırlarını değiştirmeyi hedefleyen Büyük Ortadoğu Projesi, ABD'nin vatan projesidir, işgal projesidir. ABD, Kuzey Amerika kıtasında kalmayı düşünmemekte, İsrail'le birlikte Ortadoğu'ya yerleşim planlarını hayata geçirmektedir. Bu durum, Paris Antlaşması'ndan neden çekildiğini izah etmektedir.
Bu bilimsel gerçeklerden yola çıkarsak, ABD ile inadına stratejik müttefiklik, ABD dolarına inadına bağımlılık bizi hayırlı bir sonuca asla götürmeyecektir. Bu sebeple hem BOP fırtınasına hazır olmalıyız, hem de değişen küresel iklim şartlarına… Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli her ikisine yönelik tehlikeleri bertaraf etmek için yol haritamız olmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
İstanbul'da 'Dağ Grup' operasyonunda 33 kişi tutuklandı
iddia 1 milyar 300 milyon liradan fazla suç geliri elde etmek...
'Yeni Türkiye'de' her güne aynı haberlerle başlıyoruz
150 milyonluk yasadışı bahsi yöneten şebeke çökertildi: 18 tutuklama
'Tazminat yetersiz'
Yargıtay'dan Mavi Marmara kararı
Rusya bu füzelere dair ne düşünüyor?
Ukrayna'nın ısrarla istediği Tomahawk füzeleri ne işe yarıyor?
Trump, bu kez azarlamadı ancak füze de vermedi
Zelenskiy, Beyaz Saray'dan eli boş dönüyor
Latin Amerika'da Trump'a öfke yağıyor
'Trump yoksulları öldürüyor'
Maliyetler bel büküyor
Yeme-içme sektörü de dert küpü
'Dertliyim' diyen kullanıyor!
Antidepresan kullanımı iki katına çıktı
THY de onlarca alacak
AJet, 5 tane uçan tabut aldı!
Her gün onlarcası çıkarılıyor
Gazze'de enkaz altları ceset dolu
Venezuela, ABD'ye karşı savunmasını güçlendiriyor
4 eyalette daha güvenlik seviyesini maksimum düzeye çıkartacak
İsrail ordusu Gazze'de sivil bir aracı hedef aldı
11 Filistinli hayatını kaybetti
'Mutabakatın kalıcı olması için çabalıyoruz'
Erdoğan'dan Gazze mesajları
Emlak vergisinden trafik cezalarına
Yeni ekonomi paketi açıklandı
İstanbul'da 'Dağ Grup' operasyonunda 33 kişi tutuklandı
iddia 1 milyar 300 milyon liradan fazla suç geliri elde etmek...
'Yeni Türkiye'de' her güne aynı haberlerle başlıyoruz
150 milyonluk yasadışı bahsi yöneten şebeke çökertildi: 18 tutuklama
'Tazminat yetersiz'
Yargıtay'dan Mavi Marmara kararı
Rusya bu füzelere dair ne düşünüyor?
Ukrayna'nın ısrarla istediği Tomahawk füzeleri ne işe yarıyor?
Trump, bu kez azarlamadı ancak füze de vermedi
Zelenskiy, Beyaz Saray'dan eli boş dönüyor
Latin Amerika'da Trump'a öfke yağıyor
'Trump yoksulları öldürüyor'
Maliyetler bel büküyor
Yeme-içme sektörü de dert küpü
'Dertliyim' diyen kullanıyor!
Antidepresan kullanımı iki katına çıktı
THY de onlarca alacak
AJet, 5 tane uçan tabut aldı!
Her gün onlarcası çıkarılıyor
Gazze'de enkaz altları ceset dolu
Venezuela, ABD'ye karşı savunmasını güçlendiriyor
4 eyalette daha güvenlik seviyesini maksimum düzeye çıkartacak
İsrail ordusu Gazze'de sivil bir aracı hedef aldı
11 Filistinli hayatını kaybetti
'Mutabakatın kalıcı olması için çabalıyoruz'
Erdoğan'dan Gazze mesajları
Emlak vergisinden trafik cezalarına
Yeni ekonomi paketi açıklandı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.