Başlıktaki ifade bana ait değil…
Türkiye'nin giyim sektöründe en önde gelen perakende devlerinden biri olan Kiğılı'nın patronu Abdullah Kiğılı'ya ait…
Kiğılı, Ekonomist Dergisi'nin sorularını yanıtlarken ülkemizin perakende sektörü ile ilgili değerlendirmelerde bulunuyor ve şu tespitlerde bulunuyor:
* "İyi iş yapan 50 AVM haricindeki 450 AVM'nin işi gerçekten zor."
* "Kiracıyı kaçırmamak için AVM'lerin satışlar üzerinden kira alması gerekiyor. Aksi takdirde kiracıyı ellerinde tutamayacaklar."
* "Kiracılar da zarar etmek yerine, dükkan kapatmayı tercih edecekler."
* "Perakendenin en zor dönemine girdik. Bugün içinde bulunduğumuzdan daha büyük kriz görmedik diyebilirim."
Bildiğiniz gibi, perakende sektörü üretici ile tüketiciyi buluşturan sektördür.
Dolayısıyla sektördeki olumsuzluklar hem üreticinin hem de tüketicinin halini net olarak ortaya koyar.
Sektörün duayenlerinden olan Kiğılı'nın bu tespitleri durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Bu tür iş adamları yaşadıkları sıkıntılar konusunda en son konuşurlar.
Mümkün olduğu kadar sorunları absorbe etmeye çalışırlar ama artık mızrak çuvala sığmayınca sıkıntılarını ifade etmeye başlarlar.
Yani iş adamlarının eleştirel sözleri başlangıcın değil, sonun ifadesidir.
Daha önceki yazılarımızda perakende sektörünün borç ve batık kredi tablosunu aktarmıştık. Özetle yeniden hatırlatalım.
Perakende sektörünün "batak" kredi borçları 2019'da zirve yaptı.
Sektörün, 2017 sonunda 13 milyar TL, 2018 sonunda 17,5 milyar TL olan takipteki kredi borçları 2019 Kasım itibarıyla 2018'e göre yüzde 42,8'lik bir artışla 25 milyar TL'yi aştı.
Sektörün toplam kredi miktarı ise batak kredi borçlarıyla birlikte 331 milyar 980 milyon TL…
Bu tablonun 2020 yılında da artarak devam edeceği öngörülüyor.
Batık krediler 2 yılda 2 kat artmış, sektör borçla dönmeye çalışmış ama başaramamış.
Vatandaşların satın alma gücünün yok denecek kadar eridiği bir atmosferde sağlıklı bir tüketim asla mümkün değildir.
Sağlıklı tüketim olmazsa, söyler misiniz, perakende sektörü nasıl ayakta kalabilsin?
Perakende sektörü, başta da ifade ettiğimiz gibi, sanayiyi, üretimi tetikleyen, canlandıran sektördür. Perakende ölürse, üretim de ölür.
Peki, vatandaşın tüketim durumu nasıldır?
7 milyon ailenin geliri olan asgari ücret 2 bin 324 TL olarak belirlendi.
Türk-İş'in Ocak ayı araştırmasına göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 2019 TL, yoksulluk sınırı ise 7 bin 229 TL…
Yani işçi aileleri yine açlığa mahkum; memur aileleri ise yoksulluk sınırının yarısı kadar bir maaşa talim etmek zorunda…
"Geniş tanımlı" 8 milyonu aşkın da işsizimiz var.
Böyle bir tablo da perakende nasıl feryat etmesin? İşte Kiğılı gibi perakende zinciri devlerine "böyle kriz daha önce görmedik" dedirten tablo bu…
Vatandaşın geliri giderine yetmeyince devasa bir borç tablosu oluşuyor.
Vatandaş Ali'nin külahını Veli'ye giydirerek günü kurtarmaya çalışıyor.
24 Ocak itibarıyla vatandaşların tüketici kredileri tutarı 475 milyar 987 milyon TL'ye yükseldi.
Söz konusu kredilerin 201 milyar 509 milyon lirası konut, 6 milyar 971 milyon lirası taşıt ve 267 milyar 506 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.
Bankaların bireysel kredi kartı alacakları ise 115 milyar 505 milyon liraya yükseldi.
Böylece vatandaşların bankalara borcu toplamda 591 milyar lirayı aştı.
Vatandaşın ve perakende sektörünün borç tablosu böyle olunca bankaların toplam batak kredilerinde de ciddi bir artış yaşandı ve 150 milyar 882 milyon TL'ye çıktı.
Bu karanlık tabloyu artık hormonlu büyüme rakamları dahi gizleyemez.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın tüketimi canlandırmaya dayalı olan Milli Ekonomi Modeli'ni Türkiye ve Türk milleti olarak yıllardır görmezden geldik ve maalesef yaşadığımız tablo bu…
BRICS devletleri Modelin tüketimi teşvik eden sosyal devlet projeleriyle yoksulluğu sıfırlarken, bugün rakamlarla ortaya koyduğumuz, sektör temsilcilerinin açıklamalarıyla örneklendirdiğimiz kötü gidişatla her konuda dip yapmaya devam ediyoruz.
Ayıkmak dileğiyle…
- Milyonlarca gencimiz boşta geziyor / 21.05.2025
- 19 Mayıs: Türk milletinin umudunun yeşerdiği gün / 20.05.2025
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025