Ekonomide problemlerin temeline inmek

Ekonomide temel problemleri tespit etmeden sağlıklı bir çözüme gitmek asla mümkün değildir. Kıyılarda köşelerde dolanırsınız, geçici bazı adımlar atarsınız, çözüme gidiliyor imajını her şekilde vermeye çalışırsınız, ama bütün bunlar oyalanmak ve oyalamaktan öteye geçmez.Bugün ekonomideki temel problemleri, kaynakların sınırlı, ihtiyaçların da sınırsız yanlış kabulünden hareketle, talebin daraltılmak istenmesi; bu amaçla paranın piyasada yeterli olmaması, varolan paranın da maliyetli olması; paranın ekonomiye hiçbir faydası olmayacak, hatta zararı olacak şekilde belli ellerde bloke olması; tüketimin daralması ve paranın maliyetli olması sebebiyle üretimin de daralması...şeklinde özetleyebiliriz.Esasen kısaca ifade etmek gerekirse, temel problemi, "kapitalist anlayışın ekonomi tanımından kaynaklanan para politikalarındaki yanlışlık" olarak da özetleyebiliriz.Ülkemizde mevcut para yetersizdir ve aynı zamanda maliyetlidir. Yani zaten yetersiz olan paradan sermaye sahipleri ayrıca kar elde etmektedir. Bu haksız kar, otomatik olarak kıt kanaat geçinmeye çalışan, hatta geçinemeyen vatandaşımızın cebindeki parayı da sermaye sahiplerine aktarmaktadır. Şimdi bu yanlış temel üzerinde hükümetimizin yaptığı bazı sözde iyileştirmelere ve göz boyamalara bakalım.Kredilere ve kredi kartlarına yapılan teşviklerle tüketim canlandırılmaya çalışıldı ve hala çalışılıyor. Uzun vadeli ve düşük faizli konut ve araba kredileri, kredi kartına taksit gibi imkanlar vatandaşa açıldı. Paranın yetersiz ve maliyetli olduğu bir ekonomik ortamda bu ne anlama gelmektedir?Vatandaş heveslendi ve kıtlık ortamında kendine sunulan bu imkanlara saldırdı, hem de geleceğe yönelik olan bu borçlanmaların ileride nasıl bir sonuç doğuracağının hesabını yapmadan.Daha şimdiden sonuçları görmeye başladık. 1 milyon kredi kartı batık, 13 milyon kart problemli, borçlar sebebiyle hacizlerde, boşanmalarda ve intiharlarda ciddi bir artış var, yakın bir zamanda da toplumun tamamına yakını borçlu bir hale gelecek, sosyal sıkıntıların haddi hesabı olmayacak.Para politikalarının düzeltilmediği bir ortamda vatandaşı geleceğe yönelik borçlandırma, onun intihar etmesini teşvik etmektir.Hükümet vatandaşa yönelik tüketim kredilerinin önünü açarken, bundan da nemalanan asıl kesim yine sermaye sahipleridir. Vatandaşın intiharı pahasına yine kar etmeye devam etmektedirler. Bu durum bile ekonomimizdeki çarpıklığın ne boyutta olduğunu göstermeye yeterlidir.Üretime yönelik de çok ciddi yanlışlar vardır. Esasen temel, yanlış olunca her şey de yanlış olmaktadır.Tüketimin sürekli daraldığı ve geçici olarak suni teneffüsle devam ettirildiği bir ortamda, üreticiye verilen kredi faizsiz dahi olsa, o üreticinin iflası anlamına gelmektedir. Üretici iç piyasa kötü olduğu için iç piyasaya, maliyet ve kur sebebiyle de dış piyasaya mal satamamaktadır. Aldığı kredi ile diyelim ki üretim yaptı, peki ya sonra? Bu malı nereye, kime satacak? Zaten üreticilerin bir çoğu da aldığı kredilerle borçlarını kapatıp günü kurtarmaya çalışıyor. Onlar da, devletin genel hali gibi, borcu borçla kapatma girdabının içindeler.Üstelik hükümet sunduğu teşvikleri ülke kaynaklarından yola çıkarak değil, dışarıdan borçlanarak halletmektedir. Yani insanımız hem kendi şahsı adına borçlanırken, hem de ülkenin genel borcu arttığı için de borçlanmaktadır. Neticede devletin borcunu da vergileriyle ödeyen milletimizdir.Peki, çözüm nedir?Görünen o ki tek çözüm, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'dir. Modelde paraya yüklenen misyon orijinaldir. Para tahrik unsurudur, emeğin ve üretimin karşılığıdır. Para maliyetsiz olarak piyasaya sürülmeli ve de yine maliyetsiz olarak piyasada olmalıdır. Para ihtiyaca göre devletin eliyle bazen üretime, bazen de tüketime kanalize olarak ekonomik denge sağlanmalıdır. Hatta Sayın Baş, bunun miktarını üretim ve tüketim dengesinden hareketle oluşturduğu formülle belirtmiştir.Sayın Baş bu modeliyle problemleri temelinden yakalamış ve en ince ayrıntısına kadar da çözümü sunmuştur.Çözüm ortada ama maalesef hala problemler yumağı haline gelen ekonomimizi suni süslerle güzel göstermeye çalışıyoruz.