Türkiye ile Yunanistan arasında bir süredir ara verilen istikşafi görüşmelere Türkiye'nin talebiyle yeniden başlanıyor.
"İstikşafi" kelimesi birden fazla anlam taşıyan Arapça kökenli bir sözcük. TDK'ya göre, "araştırma" anlamına geliyor. "Keşif amaçlı gayriresmi görüşmeler" olarak da denilebilir.
Yunanistan ile ilk istikşafi görüşme 2002 yılında Ankara'da başladı. Görüşmelerin 60'ıncı turu 1 Mart 2016'da Atina'da yapıldı. Bu görüşmeleri, AKP hükümetinin AB uğruna Yunanistan ile yaptığı görüşmeler olarak da yorumlayabiliriz.
2016'da görüşmeler Yunanistan tarafından askıya alınmıştı. Ege ve Doğu Akdeniz'de son yaşanan gerilimlerden sonra AB ve NATO'nun baskısıyla beraber Türkiye'nin önkoşulsuz talebiyle görüşmelere devam edilmesi kararı alındı.
Davet Türkiye'den geldi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bu konuda şunları söyledi: "Ocak ayı içinde ilk toplantısı gerçekleştirilmek üzere Yunanistan'ı istikşafi görüşmeleri başlatmaya davet ediyoruz. Ev sahibi biziz, tarihini Yunanistan'daki muhataplarla beraber belirleyeceğiz."
Yunanistan, bu davete cevap vermekte gecikmedi.
Bakanlık sözcüsü Alexandros Papaioannou, "Yunanistan, münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı konularında Türkiye'den gelecek herhangi bir davete uluslararası hukuka uygun olarak cevap vermeye niyetli olduğunu ifade etmiştir" dedi. Ve tarih belirlendi. 61'inci istikşafi görüşmenin 25 Ocak'ta İstanbul'da yapılacağı açıklandı.
Görüşmelerin bir an önce başlamasını arzu eden AB'den bu adımı destekleyici bir açıklama geldi. Avrupa Birliği (AB) Komisyonu sözcülerinden Peter Stano şunları söyledi:
"Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüşmeler, aynı zamanda Türkiye-AB ilişkilerinin genel anlamda bir parçasıdır. Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüşmelerin yeniden başlaması AB'nin beklediği bir gelişme."
İstikşafi görüşmeleri yeniden başlatma adımının, Yunanistan'ın 1947 yılından sonra ilk kez topraklarını genişletme kararını almasından hemen sonra gelmesi oldukça dikkat çekici.
Malum, Yunanistan, batı kıyılarındaki kara sularını 6 milden 12 mile çıkarma planlarında son aşamaya yaklaştı.
Hükümet sözcüsü Hristos Tarantilis, İyon Denizi'ndeki kara sularının 12 mile çıkarılmasını öngören yasa tasarısının bu hafta mecliste görüşülmeye başlanacağını açıkladı.
Peki, bunun Ege Denizi ve bizimle alakası nedir diye sorabilirsiniz.
Tarantilis'in DW Türkçe'de yer alan şu açıklaması bizimle alakasını ortaya koyuyor:
"Bu tarihi bir karar. Yunanistan bu bölgede (İyon Denizi) kara sularını 12 mile çıkarıyor ve 1947'den beri ilk kez topraklarını genişletiyor. Helen Cumhuriyeti, diğer egemenlik alanlarında da (Ege Denizi) haklarını kullanma hakkını saklı tutmaktadır."
Gördüğünüz gibi Yunanistan Ege Denizi'ndeki asıl niyetini hiç gizlemiyor.
Zaten Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in, 61'inci istikşafi görüşmenin tarihi belli olduktan sonra konuyla ilgili yaptığı açıklamalar Yunanistan'ın bu görüşmelerle neye ulaşmak istediğini gözler önüne seriyor. Miçotakis ANT1 televizyonunda şunları söyledi:
"Türkiye'nin bunun kendisi için faydalı olduğunu anlaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'nin Avrupa ve ABD'yle ilişkilerinde olduğu gibi, Ankara'nın provokasyonları artırma politikasının beklenen sonuçları vermediğine inanıyorum."
"Türkiye, ABD'nin yaptırımlarına maruz kaldı, AB'de de bu süreç başladı ve genişleyebilir. Buna gerek kalmayacağını umuyorum ancak Türkiye, eylemlerinin bir sonucu olacağını her zaman bilmeli."
"Hükümetimiz, en başından beri istikşafi görüşmelerin yeniden başlamasını hedefliyordu. Burada altını çizmek isterim ki, istikşafi görüşmeler müzakere değil, gayriresmi sohbetlerdir. Görüşmelerin yeniden başlaması için çerçevesinin belirlenmesi gerekir."
"Bu çerçeve gayet açıktı. Yunanistan'ın münhasır ekonomik bölgesinde hiçbir şekilde keşif çalışması yapılmamalı ve kaldığımız noktadan devam etmeliyiz. Yani deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konusunda belirlenen çerçevede. O zaman sadece Ege Denizi söz konusuydu, şimdi buna Doğu Akdeniz'i de ekliyorum. Belirli bir bağlam içinde konuşmak, hiç konuşmamaktan çok daha iyidir."
"Yunan adalarının ve ihtilaflı bölgelerin silahsızlandırılması konularının Türk tarafınca gündeme getirilmesi halinde bunları istişare etmeyeceğiz."
"Yunanistan ordusu güçlendi. Yunanistan ilk kez uluslararası hukuka teoride başvurma doktirininden uzaklaşıp savunmasını ve ittifaklarını güçlendirerek ihtilafları barışçıl yoldan çözebileceğini kanıtladı."
"Türkiye'yle yapılacak istikşafi görüşmeler sırasında Ege ve Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarının belirlenmesi dışında hiçbir konuyu istişare etmeyi planlamıyoruz."
Evet, Yunanistan bir taraftan tehdit ediyor, bir taraftan da istikşafi görüşmelerin sınırlarını çiziyor. Bizler ise Türkiye olarak masaya önkoşulsuz oturacağız. Yani masa başı mücadelesine bir sıfır mağlup olarak başlıyoruz.
AB, ABD ve NATO sopasıyla ve baskısıyla bir maceraya itiliyoruz ama işin garip tarafı bunu talep eden de biz oluyoruz. Dış politikada geldiğimiz nokta.
Yunan, Lozan'a göre bize ait olan 19 adamızı ve bir kayalığımızı da işgal edip silahlandırdı; masaya bunları taşıyacağımıza, Yunan'ın dayattığı gündemle masaya oturuyoruz. Korkarım ki, bu görüşmelerle, Lozan'da elde ettiğimiz birçok hakkı da kendi elimizle teslim edeceğiz. Mevcut koşullarla masaya oturmak, üstelik Yunaistan'ı bize maşa olarak sunanlara milyarlarca dolar borçlu olduğumuz bir ekonomik tabloda hiç de doğru gözükmüyor.
Ekonomik bağımsızlığımıza kavuşmadıkça, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi "Ne AB, ne ABD, tek çözüm bağımsız Türkiye" demedikçe, emin olun ki bu işten karlı çıkamayız.
Yine Prof. Dr. Baş'ın ifadesiyle, "Lozan Türkiye'nin bağımsızlık tapusudur", buradaki kırmızıçizgilerimizi kendi elimizle ortadan kaldırırsak, önümüze konulacak şey Sevr'dir.
Dikkatli olmalıyız.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024