logo
19 MART 2024

Operasyon planı ve ABD’nin tehditleri

08.08.2019 00:00:00

Fırat'ın doğusu ve güvenli bölge konusunda gerek Türkiye'den, gerekse ABD'den üst üste açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalar Suriye sınırının yeniden ısınacağının sinyallerini verdi. 

Yaşanan bu gelişmelerin gölgesinde Türk ve Amerikalı askeri heyetler Ankara'da Milli Savunma Bakanlığı'nda bir araya geldiler, konuyu müzakere ettiler. Yapılan açıklamalara göre, herhangi bir mutabakat çıkmadı. 

Görüşmelerde, Türkiye'nin, sınırın 30 kilometre derinliğindeki bölgede tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolünde terörden arındırılmış bir alan talep ettiği ifade edildi.

ABD ise, 5-10 kilometre arasında bir bölgede Türk-Amerikan ortak devriyesi önerisini ortaya koydu. Sonuçta anlaşılamadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyla alakalı şu ifadeleri söylemişti: "Biz Afrin'e girdik, Cerablus'a da girdik, biz El Bab'a da girdik. Şimdi de Fırat'ın doğusuna gireceğiz. Biz bunu Rusya'yla da paylaştık, Amerika'yla da paylaştık. Çünkü oralardan bize bu taciz atışları devam ettikçe bizim sessiz kalmamız mümkün değildir. Biz bir yere kadar sabrederiz. O sabrın bir sonu var."

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, Türk-Amerikan heyetlerinin anlaşma sağlanamayan görüşmelerinden sonra, "Sınırlarımızda bir terör koridoru oluşturulmasına izin vermeyeceğiz" dedi ve sınır ötesi herkatla alakalı olarak "Planlarımız, sahadaki birliklerimizin konuşu, duruşu hepsi tamamlandı. Ama ABD ile hareket etmeyi arzu ettiğimizi de söyledik" açıklamasını yaptı. En üst düzeyde yapılan bu açıklamalar Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yönelik bir operasyon konusunda kararlı olduğunu gösteriyor.

İsminin belirtilmesini istemeyen Türk bir askeri kaynak RİA Novosti haber ajansına, "Türk ordusu söz konusu askeri operasyona Kurban Bayramı'ndan sonra, yani 11 Ağustos'tan sonra başlayabilir" açıklamasında bulundu. 

Türkiye destekli Suriyeli muhalif ÖSO komutanı Yusuf Hamud, İngiliz Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, "Fırat'ın doğusunda Türk güçleriyle birlikte operasyon yapmak için hazır olan 14 bini aşkın savaşçı var" dedi.

Fakat ABD'den yapılan açıklamalar ve ardından gelen pratik hamleler, ABD'nin böyle bir operasyona karşı açıkça hazırlıklar yaptığını gösteriyor. Yani Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında karşılaşmadığımız bir direnç bizi bekliyor.

Önce ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus basın açıklaması yaptı. Ortagus, Washington yönetiminin Türk ordusunun Suriye topraklarında Fırat'ın doğusuna harekat düzenleme niyetinden rahatsız olduğunu söyledi.

Ortagus'un, "Suriye'nin kuzeyinde planlanan bu tür tek taraflı askeri eylemler, özellikle ABD'li askerlerin harekat bölgesinin yakınında bulunma olasılığı, ABD'nin ve yerel Suriyeli partnerlerin IŞİD karşıtı operasyonlarının sürmesi nedeniyle ciddi endişe yaratıyor" sözleri dikkat çekti. 

Yani klasik ama etkili "Sizin operasyon planladığınız bölgede ABD askerleri var, ola ki onların burnu falan kanar" tehdidi…

Ardından ABD Savunma Bakanı Mark Esper, tehdit dolu açıklamalar yaptı. Esper, "Suriye'nin kuzeyine yapılacak tek taraflı herhangi bir operasyon kabul edilemez" dedi.

Hatta Esper daha da ötesini ifade etti, "Burada yapacağımız bu durumu engellemek. ABD, Türkiye ve Suriye Demokratik Güçleri'nin Suriye'nin kuzeyiyle ilgili karşılıklı çıkarlarına zarar vermeyi engelleyeceğiz" dedi. Reuters'ın haberinde Esper'in Türkiye'nin böyle bir operasyon gerçekleştirmesinin "Suriye Demokratik Güçleri'nin IŞİD'e karşı olan mücadelesini" olumsuz etkileyeceğini dile getirdiği de aktarıldı. ABD kısaca, "Benim partnerim SDG'ye, yani YPG'ye dokundurtmam" diyor.

ABD'nin Türkiye'nin operasyon planına tepkisi sadece açıklama boyutunda kalmadı, başta da belirttiğimiz gibi pratik adımlar da attı. Pentagon'un sunduğu 116 sayfalık bir raporda ABD'nin, Suriye'de IŞİD sonrası dönem için terör örgütü YPG/PKK dahil iş birliği yaptığı "ortak güçlerin" sayısını 100 binden 110 bine çıkarmayı hedeflediği ifade edildi. Raporun, "Suriye'deki Ortak Güçlerin Kapasite İnşası" başlıklı bölümünde ise IŞİD sonrası dönem için öngörülen faaliyetler arasında "YPG/PKK'nın büyütülmesi" maddesine de yer verildi. Yani bizim operasyon planladığımız YPG'yi ABD resmi bir raporla da ilan ederek büyütmeyi planlıyor. 

Gel de ayıkla pirincin taşını…

Ve tırlar dolusu silah yardımları da aynen devam ediyor. Suriye devlet haber ajansı SANA'nın haberinde, "ABD'nin desteklediği ve yönlendirdiği 'Demokratik Suriye Güçleri' adıyla bilinen bölücü silahlı gruplara destek bağlamında, uluslararası koalisyon güçleri, yüklü miktarda silah ve mühimmat yüklü 200 büyük kamyonu Kamışlı kentine geçirdi" denildi.

Tabi, YPG'ye sadece silah yardımı yok, aynı zamanda petrol ticareti yaparak ekonomik olarak güçlenmesinin de yolu açılıyor. 

SANA haber ajansının, ayrıca yaklaşık bir ay önce çıkan medya raporlarına işaret ettiği haberinde, SDG ve YPG'li bölücü grupların, ABD güçleri ile gasp ettikleri tüm petrol ürünlerinin İsrailli Kahana şirketi aracılığı ile satılmasını öngören bir anlaşma imzaladıkları belirtildi.

"Bu tabloyu nasıl düzeltiriz"den önce, "bu tablo nasıl oluştu" sorusuna cevap bulmalıyız. Türkiye olarak Ataürk'ün vefatından sonra Atatürk'ün bıraktığı "tam bağımsızlık" ilkesinden sapınca, başta ekonomi olmak üzere her konuda Batılı ülkelerin güdümüne girince, doğal olarak bu durum, dış politikada da büyük bir zafiyetin oluşmasına neden oldu.

Atatürk'ün tam bağımsız Türkiye'si döneminde dikkat ederseniz, işgalci ülkeler asla bölgemizde bu tür adımları atamadılar. Hatta İsrail devletini bile kuramadılar.

Bugün ekonomik olarak bağımlı olduğumuz ABD'ye ve onun ifade ettiğimiz tehditlerine nasıl karşı durabileceğiz? Unutmayalım, Trump "ekonomik olarak mahvederiz" tehdidinde bulunmuştu. Ekonomik bağımlılığımız sebebiyle en haklı davamız olan Kıbrıs'ta dahi dik bir duruş ortaya koyamazken, bir avuç Kıbrıslı Rum'un bile sesi daha gür çıkıyorken, yine haklı olduğumuz bu harekat konusunda adım atabilecek miyiz?

Dolarına bağımlı olduğumuz ABD'ye rağmen adım atabilecek miyiz, eğer adım atıyor ve ABD buna ses çıkarmıyorsa, bu ABD'ye rağmen midir, bunun sonraki bedeli ne olacak? Bağımlılıktan kurtulmadığımız müddetçe bu soruları sormak zorundayız.

Atatürk dün cesur adımları, ekonomik bağımsızlığını kazanmış bir Türkiye ile attı. Bugün de haklı davalarımızda hakkımızı almak istiyorsak bunun adresi bellidir; bize ekonomik bağımsızlığı kazandıracak Milli Ekonomi Modeli'ni, sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı baş tacı ederek uygulamalıyız. 

O zaman merak etmeyin, bugün çözülemez dediğimiz her türlü meselenin kendiliğinden çözüldüğünü göreceğiz. Çin ve Rusya bunu doya doya yaşıyor, biz niye yaşamayalım?

 
Murat Çabas / diğer yazıları
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.