Pazar günü yine demokrasiden en ufak nasibini almayan bir seçim süreci daha geçirdik. Türkiye'yi Şark Projesi ve Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bölmeyi amaçlayan iradeler ve onların yerli uzantıları, ülkemizi bir taraftan antidemokratik bir seçim yarışına doğru iterken, sandıklardan da istedikleri, masa başında planladıkları oyları çıkartarak istedikleri amaca bir adım daha yaklaştılar.Herkes sandıktan ne çıktı diye soruyor; onlarca uzman müsveddesi ekran ekran dolaşıp "millet ne mesaj vermek istedi" yorumları yapıyor.Kısaca cevap vermek gerekirse, sandıktan bölünme, kaos ve iç çatışma çıktı ve bu milletin mesajı değil, bu kötü sonucu masa başı çalışmalar ve antidemokratik uygulamalarla milletin sırtına yıkmak isteyenlerindir. Bundan sonra ne mi olacak?Bir tarafta ABD'nin talimatıyla millete hak vermeyenler, diğer tarafta da milletin hakkını aramayıp ABD'nin talep ettiği hakları arayanlar?ABD, bu iki grubu asla bir uzlaşıda buluşturmayacağına göre, kaos ve karmaşa, iç çatışma planladığına göre süreç bu şekilde işleyecek, ABD senaryosu gereği suni olarak oluşturulan bu gerilim sonrası artık parlamenter sistemin tıkandığı iddiaları ayyuka çıkacak ve elbirliği içinde bölünmenin resmi adı olan federatif yani özerklik sistemi getirilmesi sağlanacak.Birileri bunu başkanlık sevdasına koltuk sevdasına razı olacak, diğerleri ise özerklik ve bağımsızlık uğruna? Ama ne başkanlığı arzulayanlar amacına ulaşacak, ne de bağımsızlığı? Başkanlığı arzulayanlar Saddam'ın kaderine doğru bir adım daha yanaşmış olacaklar, özerkliği ve bağımsızlığı arzulayanlar da Kobani'nin?Hala bu coğrafyada Büyük İsrail Devleti projesinin olduğunu anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar. Eğer bunu bilip de davalarında ısrar ediyorlarsa bu çok daha kötü, çünkü bu onların da bu projede misyon sahibi olduklarını gösterir.Tabi yaşanan kaos ve karmaşa erken seçimi de beraberinde getirecektir. İnşallah milletimiz bu zaman zarfında yaşayacaklarından ders alır da gerçek çözüme adım atar. Bu seçimin mutlak galibi kimdir diye sorarsanız, elbette ki gerçek çözüm sahibi Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarıdır. Bazılarınızın aklına yine particilik mi yapıyor diye bir soru gelebilir. Hayır seçim bitti ve ben particilik yapmıyorum, yiğidin hakkını yiğide veriyorum.Prof. Dr. Haydar Baş ve BTP kadroları, demokratik bir ülkede olması gerektiği şekliyle projeleriyle, kaynaklarıyla dürüst bir siyaset çalışması yaptı, mitingleriyle, TV programlarıyla, reklamlarıyla, stant ve esnaf çalışmalarıyla, her bir vatandaşımıza ulaştırılan mektuplarıyla ulaşmadıkları insan kalmadı. Sayın Baş'ın projelerini ve kaynaklarını bilmeyen kimse kalmadı. Herkes 5000 TL asgari ücret ve iş aş Haydar Baş diyordu.Demokrasiden bahsedilen bir ülkede, bir parti 300 milyon lira milletin vergilerinden seçim yardımı alabiliyor ve iktidar olmanın her türlü meyvesini yiyerek seçime gidiyor, diğerleri de BOP projesi gereği şişiriliyor; BTP ise her bir bayrağını özverili kadrolarının kendi imkanlarıyla asıyorsa ve bütün bu gayretler yüzde 10 barajı gibi dünyanın en antidemokratik barajına takılıyorsa, söyler misiniz milletin iradesi Meclis'e nasıl girecek?Bütün bu antidemokratik uygulamalara karşın BTP yüzde 6 oy almasına rağmen bu sandıklarda ve sonrasında da eritiliyorsa bu ülkede demokrasiden ya da ileri demokrasiden nasıl bahsedilebilir?BTP gerçek siyaseti ortaya koyduğu için bu seçimin tek galibidir; BTP'nin mücadelesi vatan mücadelesidir, milletin gerçek iradesini Meclis'e hakim kılma mücadelesidir, birlik ve beraberlik mücadelesidir. Ve bu mücadele sadece oy için yapılmaz, imanla alakalıdır, asıl Allah'ın rızasını kazanmak için yapılır.Bu sebeple, nasıl tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı ise göreceksiniz bu millet de eninde sonunda tek çözüm sahibi Prof. Dr. Baş'ın kapısına gelecektir. Unutmayalım ki, Kerbela vakasında galip olan, mutlak zaferi elde eden Yezit ya da İmam Hüseyin'i mektupla çağırıp sonra şehit eden Kufe halkı değildir; İmam Hüseyin ve 75 yarenidir. Milletin ekserisi bugün oynanan sinsi oyunlar sebebiyle kendi cellatlarına oy verecek kadar kör ve sağır olabilir ama BTP, Hüseyni bir duruşla beraber bu hak-batıl mücadelesinde hakkın yanında olmaktan asla geri durmayacaktır ve mutlaka hak ettiğini de alacaktır.Gönül isterdi ki, bu millet kötü bir bedel ödemeden gerçek lideriyle ve çözümüyle buluşsun ama demek ki bugüne kadar İslam dünyasına yapılan yanlışların ve ölen milyonların bir bedeli var, ödenmesi gerekiyor.Allah sonumuzu hayreylesin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- Tel Aviv’de Abraham Anlaşmaları’na ilişkin bir garip pano / 28.06.2025
- 30 Haziran yaklaştıkça ‘mutlak butlan’ tartışması alevleniyor / 27.06.2025