Ülkemiz üzerinde hesabı olan dış güçler, 15 Temmuz darbe girişimiyle menfur emellerine ulaşamayınca, hiç beklemedikleri bir millet kalkanıyla karşılaşınca, bu sefer yeniden terör kartını devreye soktular. Darbe girişiminden sonra terör olaylarında ciddi bir artış var ve sadece önceki gün Elazığ, Van ve Bitlis'teki bombalı saldırılarda onlarca vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzlercesi de yaralandı.
Terör örgütlerinin ?FETÖ, PKK, IŞİD fark etmez- hepsinin ortak noktaları ve ortak amaçları var.
Ortak noktaları hepsinin iyi organize olmaları ve geniş imkanlara sahip olmaları? Basit ve lokal bir terör örgütünün bu derece güçlenebilmesi, dünya çapında bu düzeyde, geniş imkanlarla organize olabilmesi mümkün değildir. O halde bunların en önemli ortak noktası hepsinin arkasında küresel bir desteğin olmasıdır. Ve dikkat edin, dünyanın birçok yerinde faaliyet yürütseler de hepsinin odaklandığı bölge Ortadoğu coğrafyasıdır.
Ne hikmetse bu örgütlerin hiçbirisinin İsrail ya da ABD ile bir sorunu da yoktur.
İşin ilginç tarafı birbirleriyle de sorunları yoktur. Görüntüde bir takım mücadeleler varmış gibi gözükse de, sonrasında bunun bir devir teslimle sonuçlandığını görürüz.
Terör örgütlerini özellikle de Türkiye'deki amaçları açısından değerlendirirsek, hepsinin ortak noktasının, korku ve güvensizlik oluşturmak, iç çatışmaları körüklemek, devlet kurumlarını yıpratmak, eylemlerde sadece kamu görevlilerini değil, sivilleri de hedef almak, Türkiye'nin terör gündemini boş bırakmamak olduğunu görürsünüz.
FETÖ darbe girişimi sırasında diğer terör örgütlerinin hiçbir eylem yapmaması, darbe girişimi başarısız olduktan sonra sıra bizde mantığıyla hareket etmeleri, bu örgütlerin arkasındaki asıl faillerin aynı olduğunu ve bunların eylemlerini koordine ettiğini göstermektedir.
Bu gerçekleri ifade ettikten sonra Türkiye, bugün ciddi manada tehdit aldığı bu terörle nasıl mücadele edecek, dilerseniz bu konuya değinelim. Öncelikle şu tespiti yapmalıyız; terörün özellikle ülkemizin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını hedef almasının arkasında bölge üzerinde nihai hedefi olan Büyük İsrail Devleti Projesi planlayıcıları vardır.
Bu direkt ABD'dir diyemezsiniz ama ABD'yi kullanmaktadır, direkt AB diyemezsiniz ama AB ülkelerini terörü ve her türlü baskıyı da devreye sokarak kullanmaktadır.
Bu arada, İngiltere'de, Fransa'da, Almanya'da yaşanan terör eylemlerinin, bu ülkeleri Ortadoğu politikasında Büyük İsrail projesi lehine daha aktif konuma sokmak için olduğunun altını çizmemiz lazım.
Şimdi kendimize soralım, bu çapta bir terör organizasyonuyla bildik terörle mücadele yöntemleriyle mücadele edilebilir mi? Sadece terörün son noktalarıyla, tetikçileriyle mücadele, asıl faillere odaklanmama ülkemizdeki ve bölgemizdeki terörü sonlandırır mı? Elbette ki hayır... Dünyada terörü körükleyenler, aynı zamanda parayı bir sömürü aracı olarak kullananlar, ülkelerin kaynaklarına çöreklenenler, milli devletleri yok edip, küreselleşme ve kapitalizmle ülkelerin ve milletlerin boynuna esaret zincirini geçiren iradeler?
O halde terörle gerçek manada başa çıkabilmek için, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ısrarla altını çizdiği gibi başta ekonomik olmak üzere her sahada mücadele gerekmektedir. Sadece askeri yöntemler terörü asla bitirmez.
Terörün amacı iç çatışma çıkartmaysa, milleti birbirine kırdırtmaksa, güvensizlik ve korku oluşturmaksa, o halde yapılması gereken bellidir; birlik ve beraberliği pekiştirecek, ayrılıkları ortadan kaldıracak, güveni yeniden tesis edecek bir projeyi devreye koymaktır.
İşte bu projenin adı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezidir. Bu model ve bu tez, emek ve üretimin karşılığı milli paramızı devreye koymakla bizi, üzerimize menfur hesabı olanlara muhtaç olmaktan kurtarmaktadır.
MEM, sosyal devlet projeleriyle, gelir adaletini sağlamakta, işsizliği çözmekte, milletin devletine olan saygısını, sevgisini ve güvenini yeniden tesis etmekte, birlik ve beraberliği temin etmektedir. Bu durum terörün bütün amaçlarını ve beslendiği kaynakları devre dışı bırakmaktadır.
Madenlerini millileştiren, senyoraj gelirini kullanan, halkının güvenini tam kazanmış olan bir devlet güçlü bir devlettir. Bu devletin ordusu da, polisi de, istihbaratı da güçlüdür, millidir, milletine hizmet için vardır. Böyle bir devlet ve kenetlenmiş millet, bırakın terör örgütlerinin ülkemizde eylem yapmasına, terörün sınırımızdan içeri girmesine, burnunu sokmasına dahi müsaade etmez.
Rusya'nın Sayın Cumhurbaşkanımıza sunduğu "Milli Paralarla Ticaret" teklifi Prof. Dr. Haydar Baş'a ait bir projedir. Bu projenin hayata geçmesi de bizi başta Rusya ve dünya ekonomisine yön veren BRICS ülkeleri olmak üzere tüm dost ülkelerle ilişkilerimizi olması gerektiği noktaya taşıyacaktır.
Ama şu bir gerçek ki bütün bu çözümlerin hayat bulması, bu çözümleri ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'ı baş tacı etmekle, onu dikkate almakla mümkün olacaktır.
Terör örgütlerinin ?FETÖ, PKK, IŞİD fark etmez- hepsinin ortak noktaları ve ortak amaçları var.
Ortak noktaları hepsinin iyi organize olmaları ve geniş imkanlara sahip olmaları? Basit ve lokal bir terör örgütünün bu derece güçlenebilmesi, dünya çapında bu düzeyde, geniş imkanlarla organize olabilmesi mümkün değildir. O halde bunların en önemli ortak noktası hepsinin arkasında küresel bir desteğin olmasıdır. Ve dikkat edin, dünyanın birçok yerinde faaliyet yürütseler de hepsinin odaklandığı bölge Ortadoğu coğrafyasıdır.
Ne hikmetse bu örgütlerin hiçbirisinin İsrail ya da ABD ile bir sorunu da yoktur.
İşin ilginç tarafı birbirleriyle de sorunları yoktur. Görüntüde bir takım mücadeleler varmış gibi gözükse de, sonrasında bunun bir devir teslimle sonuçlandığını görürüz.
Terör örgütlerini özellikle de Türkiye'deki amaçları açısından değerlendirirsek, hepsinin ortak noktasının, korku ve güvensizlik oluşturmak, iç çatışmaları körüklemek, devlet kurumlarını yıpratmak, eylemlerde sadece kamu görevlilerini değil, sivilleri de hedef almak, Türkiye'nin terör gündemini boş bırakmamak olduğunu görürsünüz.
FETÖ darbe girişimi sırasında diğer terör örgütlerinin hiçbir eylem yapmaması, darbe girişimi başarısız olduktan sonra sıra bizde mantığıyla hareket etmeleri, bu örgütlerin arkasındaki asıl faillerin aynı olduğunu ve bunların eylemlerini koordine ettiğini göstermektedir.
Bu gerçekleri ifade ettikten sonra Türkiye, bugün ciddi manada tehdit aldığı bu terörle nasıl mücadele edecek, dilerseniz bu konuya değinelim. Öncelikle şu tespiti yapmalıyız; terörün özellikle ülkemizin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını hedef almasının arkasında bölge üzerinde nihai hedefi olan Büyük İsrail Devleti Projesi planlayıcıları vardır.
Bu direkt ABD'dir diyemezsiniz ama ABD'yi kullanmaktadır, direkt AB diyemezsiniz ama AB ülkelerini terörü ve her türlü baskıyı da devreye sokarak kullanmaktadır.
Bu arada, İngiltere'de, Fransa'da, Almanya'da yaşanan terör eylemlerinin, bu ülkeleri Ortadoğu politikasında Büyük İsrail projesi lehine daha aktif konuma sokmak için olduğunun altını çizmemiz lazım.
Şimdi kendimize soralım, bu çapta bir terör organizasyonuyla bildik terörle mücadele yöntemleriyle mücadele edilebilir mi? Sadece terörün son noktalarıyla, tetikçileriyle mücadele, asıl faillere odaklanmama ülkemizdeki ve bölgemizdeki terörü sonlandırır mı? Elbette ki hayır... Dünyada terörü körükleyenler, aynı zamanda parayı bir sömürü aracı olarak kullananlar, ülkelerin kaynaklarına çöreklenenler, milli devletleri yok edip, küreselleşme ve kapitalizmle ülkelerin ve milletlerin boynuna esaret zincirini geçiren iradeler?
O halde terörle gerçek manada başa çıkabilmek için, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ısrarla altını çizdiği gibi başta ekonomik olmak üzere her sahada mücadele gerekmektedir. Sadece askeri yöntemler terörü asla bitirmez.
Terörün amacı iç çatışma çıkartmaysa, milleti birbirine kırdırtmaksa, güvensizlik ve korku oluşturmaksa, o halde yapılması gereken bellidir; birlik ve beraberliği pekiştirecek, ayrılıkları ortadan kaldıracak, güveni yeniden tesis edecek bir projeyi devreye koymaktır.
İşte bu projenin adı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet tezidir. Bu model ve bu tez, emek ve üretimin karşılığı milli paramızı devreye koymakla bizi, üzerimize menfur hesabı olanlara muhtaç olmaktan kurtarmaktadır.
MEM, sosyal devlet projeleriyle, gelir adaletini sağlamakta, işsizliği çözmekte, milletin devletine olan saygısını, sevgisini ve güvenini yeniden tesis etmekte, birlik ve beraberliği temin etmektedir. Bu durum terörün bütün amaçlarını ve beslendiği kaynakları devre dışı bırakmaktadır.
Madenlerini millileştiren, senyoraj gelirini kullanan, halkının güvenini tam kazanmış olan bir devlet güçlü bir devlettir. Bu devletin ordusu da, polisi de, istihbaratı da güçlüdür, millidir, milletine hizmet için vardır. Böyle bir devlet ve kenetlenmiş millet, bırakın terör örgütlerinin ülkemizde eylem yapmasına, terörün sınırımızdan içeri girmesine, burnunu sokmasına dahi müsaade etmez.
Rusya'nın Sayın Cumhurbaşkanımıza sunduğu "Milli Paralarla Ticaret" teklifi Prof. Dr. Haydar Baş'a ait bir projedir. Bu projenin hayata geçmesi de bizi başta Rusya ve dünya ekonomisine yön veren BRICS ülkeleri olmak üzere tüm dost ülkelerle ilişkilerimizi olması gerektiği noktaya taşıyacaktır.
Ama şu bir gerçek ki bütün bu çözümlerin hayat bulması, bu çözümleri ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'ı baş tacı etmekle, onu dikkate almakla mümkün olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- İsrail zulmünü genişletiyor: Türkiye de hedefte / 14.06.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025
- Ortadoğu yeni bir savaşa mı hazırlanıyor? / 13.06.2025
- Ekonomik sıkıntılar nüfus krizini tetikliyor / 12.06.2025
- Atatürk’ün Müslümanlığı hepinize nal toplatır / 11.06.2025
- Suçlar, 10. Yargı Paketi ile önlenebilir mi? / 05.06.2025
- Mücadele enflasyonla mı, vatandaşla mı? / 04.06.2025
- “Cezasızlık algısı” iktidara yakın olanlarda var! / 03.06.2025
- Yüksek faizle üretim ekonomisi olmaz, işsizlik azalmaz! / 31.05.2025
- ‘Anayasanın hangi maddesi?’ dendiğinde İmralı’dan ses geliyor / 30.05.2025
- Siyasetin gündemi farklı, milletin gündemi farklı... / 29.05.2025