Son günlerde bir kaşık suda fırtına kopartılıyor. Neymiş efendim millet AB'ye evet diyormuş. Bu söylemi dillendirenler de bir aldatmacanın içinde olduklarını elbette biliyorlar.
Hadiseye hangi açıdan bakarsak bakalım, durum içler acısı.
Bir kere AB bizi, kendi bünyesine alacak değil. Biz biz kaldığımız müddetçe AB bizi almayacaktır. Onlarca yıl önce Prof. Dr. Haydar Baş bu tespiti yapmış ve her fırsatta altını çizmişti. AB'nin bizi almayacağı gün gibi açıkken bu konuda ısrarcı olmak, en iyimser yorumla Türkiye'ye zaman kaybettirmek demektir. Oysa dünya siyasetinde bırakılan boşluk başkaları tarafından çok çabuk doldurulacaktır.
İkincisi, AB'ye evet demek AB'nin taleplerine evet demek olacak ki, AB'nin bizden istedikleri öyle yenilir yutulur cinsten değil. Yaşanan AB süreci, ülkemiz için bölünme sürecine dönüşmüştür.
Sağıyla soluyla artık bütün siyasi partiler, AB'ye koşulsuz olarak evet demektedir. AB'nin oyunlarını deşifre eden ve millete anlatan tek siyasi parti ise Bağımsız Türkiye Partisidir. Prof. Dr. Haydar Baş Bey BTP'nin tanıtım ve katılım gecelerinde AB'nin çıplak yüzünü millete anlatıyor, basın yayın yoluyla yıllardan beri görüşlerini milletimizle paylaşıyor. Hükümetin, basın yayının, çıkar gruplarının bütün gayretlerine rağmen milletimiz de AB'ye karşı çok ciddi bir şuur oluşmuştur. Bu netice yapılan kamuoyu yoklamalarında da görülmektedir. Milletimizin her geçen gün şuurlanması ve AB'ye karşı tavır oluşturmasından olacak ki, AB taraftarlarında son zamanlarda ciddi bir huzursuzluk oluştu. Yangından mal kaçırırcasına bir an evvel AB'ye kapak atmak istiyorlar. Kimileri gazetelere boy boy reklam veriyor, kimileri güya 175 sivil toplum kuruluşu ile basın toplantısı yapıyor.
Bütün bunlara cevap anlamında gidişata dur demek için, kendi tercihini millete ilan etmek için 500 sivil toplum kuruluşu "AB'ye karşı ulusal ittifak platformu" oluşturdu. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin teşvikleri ile ve bir gün içerisinde oluşturulan ittifakta saatler içerisinde 500 sivil toplum kuruluşu yerini aldı.
Platformda Türkiye'nin dört bir yanından değişik meslek kuruluşları yer alıyor. Platformda özellikle Şehit Aileleri Dernekleri geniş olarak yer almış durumda. Basın yayın kuruluşları, meslek odaları, doktor, mühendis, eğitimci, hukukçu meslek kuruluşları özet olarak toplumun her kesimi temsil ediliyor platformda.
Platformun düzenlediği basın toplantısında verilen mesaj çok açık.
Milletimiz, sivil toplum kuruluşları ile devletine, askerine, vatanına, değerlerine sahip çıkmıştır.
Kararlı tutumunu da her zaman ve her zeminde gündeme getirecektir.
Hadiseye hangi açıdan bakarsak bakalım, durum içler acısı.
Bir kere AB bizi, kendi bünyesine alacak değil. Biz biz kaldığımız müddetçe AB bizi almayacaktır. Onlarca yıl önce Prof. Dr. Haydar Baş bu tespiti yapmış ve her fırsatta altını çizmişti. AB'nin bizi almayacağı gün gibi açıkken bu konuda ısrarcı olmak, en iyimser yorumla Türkiye'ye zaman kaybettirmek demektir. Oysa dünya siyasetinde bırakılan boşluk başkaları tarafından çok çabuk doldurulacaktır.
İkincisi, AB'ye evet demek AB'nin taleplerine evet demek olacak ki, AB'nin bizden istedikleri öyle yenilir yutulur cinsten değil. Yaşanan AB süreci, ülkemiz için bölünme sürecine dönüşmüştür.
Sağıyla soluyla artık bütün siyasi partiler, AB'ye koşulsuz olarak evet demektedir. AB'nin oyunlarını deşifre eden ve millete anlatan tek siyasi parti ise Bağımsız Türkiye Partisidir. Prof. Dr. Haydar Baş Bey BTP'nin tanıtım ve katılım gecelerinde AB'nin çıplak yüzünü millete anlatıyor, basın yayın yoluyla yıllardan beri görüşlerini milletimizle paylaşıyor. Hükümetin, basın yayının, çıkar gruplarının bütün gayretlerine rağmen milletimiz de AB'ye karşı çok ciddi bir şuur oluşmuştur. Bu netice yapılan kamuoyu yoklamalarında da görülmektedir. Milletimizin her geçen gün şuurlanması ve AB'ye karşı tavır oluşturmasından olacak ki, AB taraftarlarında son zamanlarda ciddi bir huzursuzluk oluştu. Yangından mal kaçırırcasına bir an evvel AB'ye kapak atmak istiyorlar. Kimileri gazetelere boy boy reklam veriyor, kimileri güya 175 sivil toplum kuruluşu ile basın toplantısı yapıyor.
Bütün bunlara cevap anlamında gidişata dur demek için, kendi tercihini millete ilan etmek için 500 sivil toplum kuruluşu "AB'ye karşı ulusal ittifak platformu" oluşturdu. Prof. Dr. Haydar Baş Beyin teşvikleri ile ve bir gün içerisinde oluşturulan ittifakta saatler içerisinde 500 sivil toplum kuruluşu yerini aldı.
Platformda Türkiye'nin dört bir yanından değişik meslek kuruluşları yer alıyor. Platformda özellikle Şehit Aileleri Dernekleri geniş olarak yer almış durumda. Basın yayın kuruluşları, meslek odaları, doktor, mühendis, eğitimci, hukukçu meslek kuruluşları özet olarak toplumun her kesimi temsil ediliyor platformda.
Platformun düzenlediği basın toplantısında verilen mesaj çok açık.
Milletimiz, sivil toplum kuruluşları ile devletine, askerine, vatanına, değerlerine sahip çıkmıştır.
Kararlı tutumunu da her zaman ve her zeminde gündeme getirecektir.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024
- Gelir adaletsizliği derinleşiyor / 01.02.2024
- Gazze’de vahşet neden devam ediyor? / 26.01.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024
- Gelir adaletsizliği derinleşiyor / 01.02.2024
- Gazze’de vahşet neden devam ediyor? / 26.01.2024