logo
16 TEMMUZ 2025

Her düşünce tefekkür değildir

12.03.2025 00:00:00
Bir hadisi şeriflerinde Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurur: "Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır." (Suyutî, Camiu's-Sağir, II/127)

Tefekkürü sadece kelime karşılığı olarak anlamaya çalışırsak çok büyük yanılgılara düşeriz.

TDK'da tefekkür 'düşünmek' olarak geçer. TDK sözlüğünde tefekkür kelimesinin karşılığı doğru ama sadece sözlük anlamında kalınırsa gayet yetersiz anlaşılır.

Eğer bu hadisi şerifte geçen tefekkürün anlam karşılığı olarak düşünmek dediğimiz zaman her düşüncenin ibadet hükmünde olduğu sonucu çıkar ki hadisi şerifteki mana asla böyle değildir. 

O zaman hangi düşünceler tefekkür kapsamındadır bunu bilmek zorundayız.

Çağın Bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın tefekkür konusundaki tespitleri bizleri aydınlatacaktır:

"Dinin nihai gayesi, insanı Cenâb-ı Hakk'ın dergâhına taşımaktır. Din, aslında bir caddedir. Kişi o caddeye girer, o caddeden Allah'a miraç eder. Bunun zahirî boyutta ve amelî sahada en güzel tarafı da tefekkürdür. Ancak tefekkürün tefekkür olabilmesi için, bazı hazırlayıcı unsurlara ihtiyaç vardır. Bunlar olmadan tefekkür olmaz.

Kur'ân-ı Kerim'de Cenâb-ı Hakk, zikir ve tefekkür münasebetini şöyle beyan buyurur:

"Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar/zikrederler, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler/tefekkür ederler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi Cehennem azabından koru!" (Al-i İmran/ 3/191)

Bir insan Allah'ı ayakta, oturduğu, yattığı hâlde zikretmezse; insan ne kadar düşünürse düşünsün, onun o düşüncesine tefekkür değil, vehim denilir. Zikrederek düşünmenin adına da tefekkür denilir.

Çünkü zikirle birlikte Cenâb-ı Hakk'ın tecellisi insanın kalbine olur. O kalp âlemine gelen nuranî tecellilerle insan, iradesini ve aklını eline alır. Kâinatın malzemelerini değerlendirir. Ölçüsü, bakışı değişir. Zikrullah ile tefekkür edildiği zaman ne tefekkür edilirse edilsin, onda mutlaka yüzde yüz isabet kaydedilir.

Gerçek mânâda tefekkür ile zikir bir arada olduğu zaman İmam Ali'nin (a.s.) buyurduğu gibi: "Şüphesiz tefekkür insanı iyiliğe ve iyilikle amel etmeye çağırır."

Zikir olmadan ve Allah'ın rahmetinin nuranî tecellileri olmadan yapılan düşünce ise; bütün bu hikmetlerden, bu nimetlerden mahrum olduğu için, vehim mesabesindedir.

O bakımdan tefekkür ile yapılan ibadetlerin neticesinde mutlaka muhabbet vardır. Muhabbetin olduğu yerde mutlaka rahmet-i ilahi ve kuldaki merhamet vardır. Yani bunlar birbirini tamamlar.

Cenab-ı Hakk, "Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler/tefekkür ederler" buyuruyor. İnsan zikirden sonra, yerin ve göğün sırlarını düşünmek suretiyle meselelerin hakikatlerine vâsıl olur. Cenâb-ı Hakk'ın rahmetine nail olur." (Prof. Dr. Haydar Baş / Dua ve Zikir / Sayfa 495-496)

Konunun iyice anlaşılması için tefekkür hakkında Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bir televizyon sohbetindeki tespitini de paylaşalım müsaadenizle:

Tefekkür düşünmenin bir çeşididir. Ancak öyle bir düşünmek ki, yalın bir düşünme değil. Kur'an-ı Kerim'de, Cenâb-ı Hak, "Ellezine yezkurunallahe kıyamen ve kuuden ve ala cunubihim ve yetefekkerune" (Ali İmran Suresi, 191. ayet) "O insanlar ki, ayakta, kâ'ide halinde" "Ve ala cunubihim" (Ali İmran Suresi, 191. ayet) yattıkları zaman, ne yaparlar? Allah'ı zikrederler. Şimdi, her halde demek, Cenâb-ı Hakk'ı insan zikrediyor.

Bu zikir ile birlikte Allah'ın tecellileri, kulun kalbini ihata ediyor. Allah'ın nurani tecellileri, kulu sarıyor. Sonra, sizin kalbinize tecelli eden Hakkın muhabbeti, duyu organlarınıza da sirayet ediyor.

Bu sefer duyu organlarınız, kalbinizin sözcülüğünü yapmaya başlıyor. Gözünüz, o kalbe bağlı olarak etrafa bakıyor. Aklınız, o kalbe bağlı olarak her şeyi düşünüyor. Yani, Allah'ın nur tecellisine mazhar olmuş bir akıl ile düşünmenin adına "tefekkür" denir.

Onun için zikirsiz tefekkür hiç mümkün değildir. Zikirsiz tefekkür bazı malzemeleri yan yana getirerek düşünmenin adına denir. Buna vehim de diyebilirsiniz. Bu doğru da olur yanlış da olabilir. İzah edebildim mi? Yani tefekkür, tefekkür olabilmesi için mutlaka ibadetle, özellikle zikrullah ile beraber ve ondan sonra aklın yorumunun alınması zarureti vardır. Bu sebeple zikrullahsız düşünmenin tefekkür olması da mümkün değildir diyebiliriz." (Prof. Dr. Haydar Baş Enstitüsü / 1997 televizyon sohbetinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
İsrail'in saldırıları protesto edildi
Şam'da binlerce kişi sokağa döküldü
Grand İsias Otel davası ertelendi
Bilirkişi raporu bekleniyor
Bahçeli kapıda karşıladı
MHP ile DEM Parti görüştü
İmamoğlu hakkında Akın Gürlek davasında karar
1 yıl 8 ay hapis cezası
İsrail terörü Suriye'de
Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay vuruldu
Dervişoğlu Grup Toplantısı'nda konuştu
'Makyajlanmış Sevr'e imza atmayacağız'
Ne görüştüler?
Adalet Bakanından açıklama
6 aylık açık 980 milyar TL
Bütçede dev açık
ABD'den savaşı körükleyecek hamle
Patriotlar sevk edilmeye başlandı
Faiz indirimi yalanlaması
Bakanlıktan 'Şimşek' açıklaması
Esad katletmedi...
Suriye'deki çatışmalarda ölü sayısı 203'e yükseldi
İsrail, Harem-i İbrahim Camisi'ni gasp etti
Filistinli belediyenin yetkilerine el koydu
Tekirdağ'da çıkan orman yangını geniş alana yayıldı
Yerleşim yerine ilerliyor
Hüseyin Baş'tan 15 Temmuz mesajı
'Egemenlik milletindir'
Erdoğan, TBMM'de konuştu
'Millet şanlı bir destan yazdı'
İsrail'in saldırıları protesto edildi
Şam'da binlerce kişi sokağa döküldü
Grand İsias Otel davası ertelendi
Bilirkişi raporu bekleniyor
Bahçeli kapıda karşıladı
MHP ile DEM Parti görüştü
İmamoğlu hakkında Akın Gürlek davasında karar
1 yıl 8 ay hapis cezası
İsrail terörü Suriye'de
Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay vuruldu
Dervişoğlu Grup Toplantısı'nda konuştu
'Makyajlanmış Sevr'e imza atmayacağız'
Ne görüştüler?
Adalet Bakanından açıklama
6 aylık açık 980 milyar TL
Bütçede dev açık
ABD'den savaşı körükleyecek hamle
Patriotlar sevk edilmeye başlandı
Faiz indirimi yalanlaması
Bakanlıktan 'Şimşek' açıklaması
Esad katletmedi...
Suriye'deki çatışmalarda ölü sayısı 203'e yükseldi
İsrail, Harem-i İbrahim Camisi'ni gasp etti
Filistinli belediyenin yetkilerine el koydu
Tekirdağ'da çıkan orman yangını geniş alana yayıldı
Yerleşim yerine ilerliyor
Hüseyin Baş'tan 15 Temmuz mesajı
'Egemenlik milletindir'
Erdoğan, TBMM'de konuştu
'Millet şanlı bir destan yazdı'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.